Medical Park Hastaneler Grubu ile Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği’nin desteği ve BAU Tıp Fakültesi ev sahipliğinde bu yıl ilk kez düzenlenen “Medical Park Anatomi Günleri”, Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü’nde 25 – 26 Aralık tarihlerinde gerçekleştirildi.
Anatomi eğitiminin önemi ve güncel gelişmelerin ele alındığı sempozyumun ilk gününde düzenlenen basın toplantısında ise Türkiye’deki tıp eğitiminde anatominin yeri ve kadavra ihtiyacı gündeme getirildi.
Basın toplantısına Medical Park Hastaneler Grubu Hekimlik Hizmetleri Direktörü Dr. Şerif Köksal, BAU Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Kılıç, Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ümit Şehirli, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Tekdemir katıldı.
Basın toplantısında konuşan Medical Park Hastaneler Grubu Hekimlik Hizmetleri Direktörü Dr. Şerif Köksal, tıp eğitimini destekleyici çalışmalara katkıda bulunmaya kurumsal anlamda büyük önem verdiklerinin altını çizerek şunları söyledi:
“Medical Park Hastaneler Grubu olarak 2012 yılında Bahçeşehir üniversitemizle sağlık alanında önemli bir işbirliğine gittik. Bu çerçevede Bahçeşehir Tıp'ı tercih eden öğrencilerimiz, eğitimlerini ve araştırmalarını Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi'nde sürdürecekler. Bugüne kadar afiliasyon içinde bulunduğumuz üniversitemizle birlikte birçok bilimsel kongreye ve toplantıya birlikte imza attık. Bugün ilk kez düzenlediğimiz Medical Park Anatomi Günleri’nin de genç tıp öğrencilerinin hayatında yeni bir ufuk açacağına inanıyorum.
Sizlerin de bildiği üzere, iyi hekim, iyi sağlık personeli gelecekteki en büyük ihtiyacımız. Bunun temeli ise çok iyi temel tıp eğitimi ile atılabiliyor. Bu gerçekten hareket ederek sayın dekanımız Prof. Dr. Türker Bey’in önerisini hayata geçirerek özel sağlık sektörü ve vakıf üniversitesi işbirliği ile ‘anatomi günleri’ sempozyumunu organize ettik. Böylesi büyük ve önemli bir payda altında bir araya gelmiş olmak, siz değerli konuklarımızın ve hocalarımızın bizlere aktaracağı bilim damlacıklarından yararlanma şansını yakalamış olmak hem gururumuz ve hem de sevincimiz oldu. Bu yıl hayata geçirdiğimiz Anatomi Günleri’nin bir gelenek haline gelerek bundan sonraki yıllarda da ülkemiz bilimine hizmet etmeyi sürdürmesini temenni ediyorum.”
“ANATOMİ TIBBIN TEMELİDİR”
Medical Park Anatomi Günleri kapsamında cerrahi alandaki anatomi çalışmalarından dolayı bilim jürisi tarafından belirlenen 6-10 araştırmacıya burs verileceğini kaydeden BAU TIP Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Kılıç da şunları söyledi:
“Anatomi bildiğiniz üzere tıbbın temelidir. Günümüzde anatomist olmak isteyenlerin sayısı oldukça az, cerrahlar da bu alana yeterince ilgi göstermiyor. Oysa anatomi felsefe, mühendislik ve sanatla iç içe olan çok zengin bir bilim dalıdır. Türkiye’de ilk kez özel sektörden Medical Park’ın genç bilim insanlarını desteklemek amacıyla anatomi alanında bilimsel çalışma ve burs imkanı yaratması çok önemli bir hizmettir. Bu açıdan Medical Park’ın bu değerli desteğini önemsiyoruz ve ileriki yıllarda da artarak devam etmesini diliyorum. Bu yıl cerrahi alandaki anatomi çalışmaları burs kapsamında değerlendirildi. Önümüzdeki yıllarda ise farklı branşlarda yapılan çalışmalar teşvik edilecektir”
“KADAVRA BAĞIŞI YETERLİ DEĞİL”
Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ümit S. Şehirli ise anatomide kadavra ile eğitimi “olmazsa olmaz” diye tanımlayarak “Gelişen bilgisayar teknolojileri çok yararlıdır, öğrenmeyi kolaylaştırmaktadır. Ancak kadavranın yerini alması çok uzun süre mümkün olmayacaktır” diye konuştu.
Kadavra ile yapılan bilimsel çalışmalar ve eğitimin insanların canını kurtarmaya vesile olduğunu ifade eden Prof. Dr. Şehirli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizde kendini tıp bilimine ve eğitime bağışlayanlar olmasına karşın henüz ihtiyacı karşılayacak seviyede değildir. Tüm tıp fakültelerimiz kadavra bağışı kabul etmektedirler. Bu amaçla fakültelerimizle iletişime geçilmeli ve bağış formlarının doldurulması gerekmektedir. Ülkemizde yıllık kadavra ihtiyacı, tıp fakültelerinin sayısını göz önünde bulundurduğumuzda en az 500 adet civarındadır. Kadavra ile eğitiminin maksimum 10-12 kişilik gruplar halinde yapılması önerilmektedir. Ne var ki, birçok fakültemizde bu oranı sağlayacak düzeyde kadavra bulunmamaktadır. Yapılan son düzenlemelerle, yurtdışından kendini kadavra olarak bağışlamış kişilerin bedenlerinin ülkemize getirilmesine izin verilmiştir. Ancak maliyeti 15 bin doları bulmaktadır. Bu bedel yurtdışındaki kurumun yaptırdığı Hepatit, HIV vb. testler, ilaçlama ve saklama bedelleri, Türkiye’ye nakli sağlayan firmanın nakliye ve bu iş için harcadığı emek karşılığında ödenmektedir. Kadavranın kendisinin bir bedeli yoktur.
Kadavra ile yapılan bilimsel çalışmaların, eğitimin insanların canını kurtarmaya vesile olduğunun anlatılması gerekmektedir. Batı’da bazı ülkelerde bağış fazlalığı nedeniyle bazen bağış kabul edemez duruma gelmektedirler.”
“ANATOMİSTLERİN YÜZDE 70’İ KADAVRA BAĞIŞINA HAZIR DEĞİL”
Meslektaşlarına yönelik 2005 yılında yaptıkları bir anketten de bahseden Prof. Dr. Şehirli, şöyle dedi: “Son yaptırdığımız bir ankete göre anatomistler arasında bile öldükten sonra kendini kadavra olarak bağışlayanların sayısı oldukça az çıktı. Ankete katılan anatomistlerin yüzde 30’u öldükten sonra kendini kadavra olarak bağışlayabileceğini belirtirken, yüzde 70’i ise bu konuda henüz hazır olmadıklarını bildirdi.”
“KADAVRASIZ UZMANLI KEĞİTİMİ TEDAVİ ŞANSINI AZALTIR”
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Tekdemir de gerek tıp eğitimi gerekse uzmanlık ve mezuniyet sonrası uygulama ve eğitimlerde kadavra çalışmalarının önemine vurgu yaptı. Prof. Dr. Tekdemir; şöyle dedi:
“Son yıllarda tıp fakültelerinin ve öğrenci sayısının artmasıyla kadavra bulmakta sorunlar yaşanmış ve bu sorunların çözümü için çeşitli arayışlar başlatılmıştır. Uzmanlık eğitimi sırasında da kadavraya ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü yapılacak uygulamaların tümü, önce kadavra üzerinde deneniyor.
Teknolojik gelişmelerle birlikte, ameliyat teknikleri ve tedavi yöntemleri sürekli gelişmektedir. Bunlar ancak kadavra üzerinde öğrenilebilir. Örnek olarak omurga cerrahisinde uygulanan implantların omurgalara uyumu ve geometrik dizaynı ancak kadavra çalışmalarıyla mümkündür. Yine son yıllarda hastaya girişimsel olarak daha az zarar verecek şekilde düzenlenmiş olan laparoskopik ve endoskopik girişimler, kafatabanı cerrahisi, kulak burun boğaz, göğüs cerrahisi, kalp cerrahisi, genel cerrahi ve birçok alanda artık sıklıkla kullanılmaktadır. İşte bu alanlarda daha küçük girişimlerle yapılacak ameliyatların ön çalışması ancak kadavra üzerinde yapılabilecektir. Hatta bu ön çalışmalar yapılmadan uygulamaya geçilmesi etik olmadığı gibi tedavi şansını da çok azaltacaktır. Bu amaçla son yıllarda başta Ortopedi Derneği olmak üzere meslek örgütleri yeterlilik sınavlarında bile kadavra uygulamalarını vazgeçilmez olarak uygulamaktadırlar.”