Mühendisliğin en basit tanımı şu şekilde yapılabilir;
“Doğada bulunan çok çeşitli malzemenin ve enerji kaynaklarının insana yönelik fayda sağlaması amacıyla bilimsel yaklaşımlarla değerlendirilmesidir.”
Bu tanımda dikkati çeken önemli bir unsur mühendislik teriminin genel ifade ediliş biçiminin özellikle biyomedikal mühendisliğinin tanımında da yer alması gereken temel kavramları bir bakıma içeriyor olmasıdır. Bir başka ifadeyle, hedeflenen ana unsur insana kesin fayda sağlayacak olan ve bu temelde mevcut veya potansiyel gerçek bir soruna çözüm üretebilecek düşünce, fikir, yaklaşım ve yöntemler bütününü kapsayan bir yaklaşım sergilenebilmesidir.
Aslında, biyomedikal mühendisleri ile diğer bütün mühendisler aynı ortak bir amaca hizmet etmek için çalışırlar; insan hayat kalitesini iyileştirmek. Ancak biyomedikal mühendisliğini diğer mühendisliklerden ayıran en temel fark, bu alanın doktor ile hasta arasında insan sağlığının her anlamda kontrolübirçok yönden iyileştirilmesi açısından doktor ile hasta arasında üstlenmiş olduğu köprü vazifesidirişlevidir. Hastalıkların teşhisinden başlayarak, uygulanacak tedavinin kontrol aşamalarının en son basamağına kadar hemen her türlü yöntem, yaklaşım ve tıbbi cihaz kullanımı biyomedikal mühendisliğinin çalışma alanlarının kapsamındadır. İlk tanımlandığı yıllar (20. Yüzyılın ilk yarısının sonları) göz önüne alındığında, o dönemlerde teknolojik ilerlemelerin de yönlendirmesinin doğal bir sonucu olarak, biyomedikal mühendisliği elektrik-elektronik mühendisliğinin bir alt dalı konumunda algılanmış ve değerlendirilmiştir. Bir başka ifadeyle, biyomedikal mühendisliğinin elektronik mühendisliğinin tıbba yönelik uygulamaları olduğu düşüncesi o dönemlerde oldukça yaygındır. Ne var ki, günümüz koşulları dikkate alındığında görülmektedir ki, sadece mühendislik alt dalları değil, hemen her türlü bilimsel çalışma alanı bir diğeriyle ortak bir zeminde, bütünün ayrı ayrı parçalarını oluşturacak biçimde faaliyet göstermektedir. Bu zeminin temelinde de insan sağlığı faktörü yer alır. Bu açıdan bakıldığında, özellikle biyolojik uygulamaların bir mühendisin bakış açısıyla değerlendirilebilmesi, planlanması ve varılan sonuçların pratikte uygulanabilir hale gelmiş olması önemini her geçen gün artırmaktadır.