Ceza Hukukunda Şiddet Kavramı
Türk Ceza Kanununun çeşitli maddelerinde şiddet kavramı, bazen suçun unsuru bazen de ağırlatıcı sebep olarak kabul edilmiştir. Ayrıca Ceza Muhakemesi Kanununda da şiddete yer verilmiş, özellikle koruma tedbirlerinin gereği yerine getirilirken, kolluk gücünün şiddet uygulaması kabul edilmiştir. Derste Kanunlarda şiddet içeren hükümler ve bu hükümlerin anlamı tartışılacak, ayrıca kadına yönelik şiddet ve hukuki sonuçları üzerinde de durulacaktır.
Anayasa Mahkemesi Kararlarının Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Bakımından Değerlendirilmesi
Ceza ve Ceza Muhakemesi Kanunları uygulamada yargı organları tarafından şekillendirilirler. Bu şekillendirmede Anayasa Mahkemesi, sözkonusu kanun hükümlerin Anayasa’ya uygun olup olmadığı denetler. Bu derste, Anayasa Mahkemesi Kararlarının Ceza Hukukuna Etkisi başlığı altında, Anayasa Mahkemesi’nin Ceza ve Ceza Muhakemesi Kanunlarını yorumlama süreci incelenecektir. Her eğitim öğretim yılında, Anayasa Mahkemesi tarafından o yıl verilen kararların incelenmesi suretiyle, dersin güncelliği sağlanacaktır.
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Vergisel İhlâller
İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin vergisel ihlallerin Mahkemeye taşınmasına esasen kapalı olan hükümlerinin İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin uygulaması ve gelişen içtihadı ile nasıl aşıldığı ortaya konarak, vergisel ihlallerin hangi yönleri ile ilgili yapılacak başvuruların kabul edilebilir olacağı ve genel olarak başvuru koşulları değerlendirilecektir.
Türkiye-AB Ortaklık Hukuku
AB’ye katılım süreci devam eden Türkiye’nin Birlik ile olan ilişkileri sadece AB’ye tam üyelik perspektifi çerçevesinde yürümemektedir. Türkiye ve AT, ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkilerini 1963 yılında imzalanan Ankara Andlaşması’ndan bu yana aynı zamanda “ortaklık” temeli üzerinde yürütmektedir. Türkiye-AB Ortaklık Hukuku dersinin amacı, 1963 yılından beri ilişkilerin temelini oluşturan ortaklık kurumunun hukuki temelini, genel özelliklerini, ilkelerini, kurumsal çerçevesini, Avrupa Topluluğu’nun üçüncü devletler ile kurduğu değişik ortaklık modellerini ve Türkiye-Avrupa Topluluğu ortaklık ilişkisinin bu modeller içindeki yerini incelemektir. Avrupa Topluluğu kurulduğu günden bu yana, üçüncü devletler ile değişik temeller üzerine kurulu ortaklık ilişkileri tesis etmiştir. Türkiye ve Avrupa Topluluğu arasındaki ortaklık, Gümrük Birliği temelli ortaklık ilişkilerindendir. Bu çerçevede 1996 yılında yürürlüğe giren Türkiye-AT Gümrük Birliği’nin kapsamı ve işleyişi, Gümrük Birliği döneminde taraflar arasında kurulan mali ve teknik işbirliği, “Gümrük Birliği Üzerine Kurulu Ortaklık”-“Tam Üyelik” arasındaki ilişki ve tam üyelik gerçekleşmeden tesis edilen Gümrük Birliği’nin taraflar nezdindeki hukuki sonuçları dersin özellikle üzerinde duracağı konulardır.
Avrupa Birliği Hukuku
Avrupa Toplulukları’nın ve Avrupa Birliği’nin kuruluş süreci, hukuki temelleri ve Avrupa Birliği’nin amaçları ve kurucu değerleri anlatılarak giriş yapılacak olan Avrupa Birliği Hukuku dersi, teknik Avrupa Birliği Hukuku konusunda öğrencilerin uzmanlaşması amacını gütmektedir. Bu çerçevede Avrupa Birliği Kurumlar Hukuku, Avrupa Birliği’nde Birlik ve üye devletler arasındaki yetki dağılımı, Avrupa Birliği Hukuku ve iç hukuklar arasındaki ilişki, Avrupa Birliği karar alma mekanizmaları ve Avrupa Birliği’nin normatif düzeni ayrıntılı olarak incelenecektir. Avrupa Birliği İhtilâflar Hukuku, Avrupa Birliği Hukuku’nun ve bu hukukun tesis ettiği kamu düzeninin anlaşılmasında ayrı bir öneme sahiptir. Bu nedenle, Adalet Divanı içtihadı ve Avrupa Birliği hakimi ile ulusal hakimler arasındaki işbirliğinin ilkeleri derinlemesine irdelenecektir.
Silâhlı Çatışmalar Hukuku
20. yüzyılın başından itibaren uluslararası hukukun ayrı bir dalını oluşturan Silahlı Çatışmalar Hukuku (jus in bello) Nürnberg ve Tokyo yargılamaları ile başlayan ve BM Güvenlik Konseyi tarafından kurulan Eski Yugoslavya ve Ruanda hakkındaki Uluslararası Ceza Mahkemeleri’nin içtihadı ile son yirmi yıl içinde önemli ölçüde gelişmiş ve Uluslararası Ceza Divanı’nın daimi olarak faaliyete geçmesiyle birlikte küresel boyutta önem kazanmıştır. Silahlı Çatışmalar Hukuku, uluslararası ve uluslararası nitelikte olmayan silahlı çatışmaların tamamında, lex specialis sıfatıyla, çatışma sırasında meşru ve gayri meşru kabul edilen fiilleri tespit etmektedir. Buradan hareketle, söz konusu hukuk dalı ulusal ve uluslararası boyutta ceza hukuku ile eklemlenmekte ve sadece askeri değil, aynı zamanda sivil hukukçuların da ilgisini çekmektedir. Bu kapsamda ders, başta Lahey Hukuku ve Cenevre Hukuku’nun oluşturduğu normatif düzeni ortaya koyacak ve geçmiş ve güncel olaylar üzerinden Silahlı Çatışmalar Hukuku’nun ne şekilde tezahür ettiğini irdeleyecektir. Bununla birlikte, uluslararası ceza mahkemelerinin ve uluslararası insan hakları hukuku mekanizmalarının içtihadı karşılaştırmalı şekilde incelecek ve savaş ve barış zamanında kamu organları ve kamu dışı unsurlar arasındaki çatışmalarda geçerli kurallar bütününün çerçevesi çizilecektir. Ders, son olarak, BM Güvenlik Konseyi kararları ile kurulan çeşitli uluslararası ve bölgesel güçlerin gerçekleştirdikleri barışı koruma, barışın tesisi ve insani yardım operasyonları kapsamında da geçerli olan ius in bello kurallarının belirlenmesini amaçlamaktadır.
Uluslararası Sorumluluk Hukuku
Uluslararası sorumluluk, bir uluslararası hukuk kişisinin neden olduğu uluslarası hukuka aykırı fiillerin zararlarının etkilerini, zarar gören uluslararası hukuk kişisine karşı ortadan kaldırma amacı taşıyan önemli bir uluslararası hukuk kurumudur. Başka bir ifadeyle, Uluslararası Sorumluluk Hukuku, devletlerin uluslararası yükümlülüklerini ihlâl etmeleri sebebiyle sorumlu tutulmalarını düzenler. Bu çerçevede Uluslararası Sorumluluk Hukuku dersinin amacı, devletlerin uluslararası sorumluluklarına ilişkin teorileri irdelemek, söz konusu sorumluluğun kaynağını, kapsamını ve uygulanmasını incelemek ve sorumluluğu doğuran hukuka aykırılıkları ortadan kaldıran haller üzerinde durmaktır. Güncel örnekler ve uluslararası içtihat ışığında şekillendirilecek derste, sorumluluğun halefiyeti meselesi de incelenecektir.
XXI. Yüzyılda Temel Hak ve Özgürlükler
Modern hukuk sistemlerinin eksen kavramlarından biri olan temel hak ve özgürlükler, her geçen gün genişleyen bir kataloğa sahiptir. XXI. yüzyılda Temel Hak ve Özgürlükler dersi kapsamında, öncelikle hak teorisi ve insan haklarının gelişimi üzerinde durulacak, ardından ise temel hak ve özgürlüklere ilişkin güncel gelişme ve tartışmalar öğrencilerin de katılımı ile ayrıntılı bir şekilde değerlendirilecektir.
Kişisel Verilerin Korunması
Kişisel Verilerin Korunması özellikle 1970'li yıllardan itibaren demokratik devletlerin hemen hemen tamamında hukuksal düzenlemelerin konusu olmuştur. Kişisel Verilerin Korunması dersi kapsamında ,bilişim teknolojilerindeki hızlı değişim ile birlikte önemi her geçen gün artan bu alanla ilişkili olarak Türk hukuk sistemindeki düzenlemeler ayrıntılı bir şekilde değerlendirilecektir. Bu kapsamda üzerinde durulacak konulardan bazıları, kişisel verilerin korunması hakkının gelişimi, konuya ilişkin ulusal ve uluslararası alandaki hukuksal düzenlemeler, kişisel verilerin korunmasında hakim olan temel ilkeler ve güncel sorunlardır.
Anayasalarda Değişmezlik İlkesi
Anayasaların tümden veya kısmen değiştirilmesi sırasında karşılaşılan en büyük sorunlardan biri değişmez madde ve ilkelerin değişiklik sürecine etkisinin ne olacağı üzerinedir. Anayasayı değiştirme iktidarının sınırlarını belirlemeyle ilgili olan bu sorun, özellikle demokratik süreçte kesinti yaşamadan yeni bir anayasaya ihtiyaç duyan ülkelerde çözülmeye muhtaçtır. Çok sayıda devletin anayasasında değişmez madde ve/veya ilke bulunmaktadır. Böylece bu devletlerde anayasayı koyan iktidar, kendisinden sonra gelecek türev kurucu iktidarların anayasanın söz konusu madde ve ilkelerini değiştirmekten alıkoymuştur. Ancak halk tarafından demokratik şekilde seçilen türev kurucu iktidar gerçekten bu engelle bağlı mıdır? Halkın seçilmiş temsilcilerinin önünde hukuken aşmalarının mümkün olmadığı bir engel konabilir mi? Bu sorular, özellikle değişmez maddeleri belirleyen iktidarın demokratik olmadığı hallerde daha da büyük önem kazanmaktadır. Aslî kurucu iktidarın belirlemiş olduğu değişmez madde ve ilkelerin değiştirilmesini engelleyecek kurum, parlamenter demokrasilerde Anayasa Mahkemesi’dir. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin anayasa değişikliklerini yalnızca şekilden denetleyebileceği Türkiye gibi sistemlerde bir değişikliğin değişmez maddeleri değiştirilip değiştirmediğini anlamak nasıl mümkün olabilir? Yukarıdaki soruların teorik ve hukuksal çözümlere kavuşturulabilmesi için hukuk eğitimi almış ve kendisini kamu hukuku alanında geliştirmiş öğrencilerle derinlemesine incelenmesi faydalı olacaktır.
Karşılaştırmalı Anayasa Yargısı
1982 Anayasası’nda 2010 yılında yapılan anayasa değişiklikleri, AYM ve temel hak ve özgürlüklerin korunması alanında yeni kural ve kurumlar getirmiştir. Anayasa Mahkemesinin yapısı ve işlevleri bu dersin inceleme alanını oluşturmaktadır. Bu doğrultuda yapılacak incelemede yapısal ve işlevsel ayrımlar gözetilecektir. Bunun için öncelikle, karşılaştırmalı hukuk verileri ile AYM’nin üye yapılanması, Türk anayasa hukukunun tarihsel gelişimi ile birlikte ele alınacaktır. Daha sonra, temel hak ve özgürlüklere tanınan yeni bir güvence olarak kabul edilen bireysel başvuru yolu, özellikle Alman ve İspanyol anayasa hukuku kural ve içtihatları ile karşılaştırmlı olarak incelenecektir.
Güncel Gelişmeler Işığında Türk İdare Hukuku
Hukuk devletinin hayata geçirilmesi açısından büyük rol oynayan idare hukuku, esas itibariyle kamu tüzel kişilerinin idari etkinliklerini düzenleyen, özel hukuk kurallarından farklı hukuk kurallarının yer aldığı bir disiplindir. Hızlı toplumsal gelişmelere paralel olarak sürekli yenilenen bir disiplin olan idare hukuku, esas itibariyle ictihada dayanmaktadır. Bu derste, ulusal ve uluslararası gelişmeler ışığında, yargı kararları ve idare hukukunda yaşanan gelişmeler karşılaştırmalı bir bakış açısıyla ele alınacaktır.