Türkiye’nin dünyaya açılan yüzü Bahçeşehir Üniversitesi (BAU), 2014-2015 akademik yılını görkemli bir törenle açtı.
Bahçeşehir Üniversitesi, BAU International University Washington DC ve BAU International University Berlin ile eş zamanlı olarak gerçekleştirilen açılış törenine birçok önemli akademisyen, iş adamı, siyasetçi ve öğrenci katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından açılış töreninin ilk konuşması BAU Rektörü Prof. Dr. Şenay Yalçın tarafından yapıldı. Yalçın, “Bu akademik yılımıza da dünyada ve özellikle ülkemiz çevresinde yaşanan önemli doğal ve sosyal olayların etkileri içinde girmekteyiz. Son aylarda yaşanan iş kazalarında yitirdiğimiz işçi kardeşlerimiz, Suriye’de, Irak’ta, Afrika’da, Ukrayna’da ve Filistin’de süren çatışmalar. Çevredeki bunca soruna rağmen, bizler, yeni akademik yılımıza; demokrasi bilincine ve güçlü bir devlet geleneğine sahip Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı içinde var olmanın mutluluğuyla giriyoruz. İnsana ve doğaya saygı duymaya; insanlığın; birlikte yaşama kültürüyle mutlu olacağına; ırkların, dinlerin, dillerin ve mezheplerin; insanlığın güzellikleri olduğuna; insanlığın silahlanmayı ve kan dökmeyi unutarak kaynaklarını büyük ölçüde sağlığa, beslenmeye ve eğitime ayırması gerektiğine inanıyoruz. Yurdumuzda ekonomik istikrarı, demokratikleşmeyi, 780 bin kilometrekarenin her noktasının barış ve huzur içinde olmasını -sağduyu sahibi bütün insanlarımız gibi- yürekten savunuyoruz” dedi.
“EN ÇOK YABANCI ÖĞRENCİYE SAHİP VAKIF ÜNİVERSİTESİYİZ” Bahçeşehir Üniversitesi olarak, dünyada atılacak bütün olumlu adımlara omuz vermeyi; bilimsel ve akademik katkılar sağlamayı daima görev bildiklerini belirten BAU Rektörü Prof. Dr. Şenay Yalçın, “Daima yenilikçilik ve girişimcilik çizgisinde yürüttüğümüz çalışmalarımızın sonucu olarak üniversitemize yönelik öğrenci tercihleri bugün, gurur verici bir noktaya ulaşmış bulunmaktadır. Bu yıl aramıza katılan uluslararası öğrencilerimiz dahil, kendilerine hizmet vereceğimiz öğrenci sayımız 18 bini geçmektedir. 90’ı aşkın ülkeden aldığımız öğrencilerle, en çok yabancı öğrenciye sahip vakıf üniversitesi olma özelliğimiz devam etmektedir. Dünya artık duvarları yıkmanın ve köprüler kurmanın önemini anlamış bulunuyor. Küreselleşme süreci, üniversite öğrencilerinin dünyanın herhangi bir yerinde de çalışabilecek donanıma sahip birer dünya vatandaşı olarak yetiştirilmelerini zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle, Üniversitemizin “yükseköğretimde uluslararasılaşma” prensibinin haklılığı da açıkça görülmektedir” dedi.
“BAU, BİR DÜNYA ÜNİVERSİTESİ” Dünyanın birçok ülkesinde açılan kampüsler ile uluslararası bir üniversite olduklarının altınız çizen Yalçın öğrencilere şöyle seslendi; “Çok güçlü bir akademik kadroya, alanlarında söz sahibi dünyanın saygın hocalarına sahipsiniz. Onlardan en üst düzeyde yararlanmalısınız. Bir dünya üniversitesi olan BAU, sadece İstanbul’da değil; artık Boston’da, Roma’da, Kazablanka’da, Pusan’da, Hong Kong’ta, Washington DC’de, Toronto’da, Silikon Vadisi’nde, Japonya’da, Köln’de ve Berlin’de. Bahçeşehir Üniversitesi’nin dünya ağındann ve bütün imkanlarından siz, daha çok yararlanmayı hedeflemelisiniz” dedi.
“ÖZGÜN VE ÖZGÜR DÜŞÜNME ORTAMI TEMEL İHTİYAÇTIR” Bir üniversitenin temel taşının özgün ve özgür düşünme ortamı olduğunu belirten Prof. Dr. Şenay Yalçın, “Hangi muhteşem donanım ve imkânlara sahip olursa olsun; bir üniversitenin olmazsa olmaz hayati ihtiyacı, temel taşı; her fırsatta dile getirdiğim gibi, özgün ve özgür düşünme ortamıdır. Bu ortamı oluşturan; sürekli ve kalıcı kılan kaynak ise, o üniversitenin akademik kadrosudur. Üniversitemizde böyle bir kadroyla çalışıyor olmaktan dolayı mutluyum. Övünç kaynağımız ve geleceğimizin güvencesi olan gençlerimizi bilimle, erdemlerle donatmak; Büyük Atatürk’ün de işaret ettiği “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller”olarak yetiştirmek gibi onurlu görevler yüklenmiş olan siz akademisyen arkadaşlarımın her birine duyduğum saygı, sevgi ve güveni dile getirmek isterim. Eğitim öğretim süreçlerine büyük katkıları olan idari ve hizmet personelimizin çalışkan ve özverili mensuplarına da aynı duygularla takdirlerimi sunuyorum” dedi.
“SAĞLAM VE EMİN ADIMLARLA İLERLİYORUZ” Bahçeşehir Üniversitesi’nin her bir merkezinin sağlam ve emin adımlarla ilerlediğini ve bu büyük başarının sadece 16 yılda gerçekleştiğini belirten BAU Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, “Bugün sadece Bahçeşehir Üniversitesi’nin akademik yılını değil, iki yeni üniversitemizin de akademik yılını başlatıyor olmanın heyecanını yaşıyoruz. Seneye bugün inşallah Batum üniversitemizin de akademik yıl açılışını yapıyor olacağız. Bahçeşehir Üniversitesi’nin her bir merkezi sağlam ve emin adımlarla ilerliyor. Bütün bu başarılar 16 yılda gerçekleşti. Bu başarılara koşan, emek veren, imza atan değerli iş arkadaşlarım ve akademisyenlerimizi tebrik ediyorum” dedi.
DÜNYANIN GÖZÜ BAU’DA Dünyanın ve bölgenin lider eğitim gruplarından biri olduklarının altını çizen Enver Yücel, “Yaptığımız her iş, kazandığımız her başarı sadece Türkiye’de değil tüm dünyada izleniyor. Artık sağlıktan sonra eğitim turizmi de dünyanın önemli ekonomik kavramlarından birisi haline geldi. Bunun en önemli sebebi ülkelerin ekonomilerinde eğitimin yön verici önemli unsurlardan birisi olduğunun farkına varmalarıdır. 2012 – 2013 akademik yılında uluslararası öğrencilerin Amerikan ekonomisine katkısı 24 milyar dolardı. Bu öğrenciler sayesinde 313.000 kişiye istihdam doğmuş oldu. Ülke olarak henüz böyle bir etkileşimin epeyce gerisindeyiz. Tabi ki BAU olarak Türkiye’de en fazla uluslararası öğrenciye ulaşıyor olmamız mutluluk verici. Burada uluslararası arenada üniversitemizi tanıtmada her yıl dünyayı turlayan arkadaşlarımızı tebrik ediyor ve onlara teşekkür ediyorum” dedi.
“TÜRKİYE BİLGİ ÇAĞINI KAÇIRMAMALIDIR” 190’ı aşkın Türk üniversitesinin dünyanın hiçbir yerinde kurduğu bir üniversite, bir merkez olmadığını belirten Enver Yücel, “Türkiye’nin bu yarıştan geride durmaması lazım. Sanayi devrimini kaçıran Türkiye, ‘bilgi çağını’ kaçırmamalıdır. Bilgi çağını yakalamanın tek ve yegane yolu bilim üretmektir. Bilimi insanlığın lehine kullanabilmektir. Bu da ancak üniversiteler öncülüğü ile gerçekleşebilir. Üniversiteler bilim üretmeli, öncüsü olmalıdır. ‘Eğitim insan içindir’ anlayışına sahip olmamız ve bilgi üretimimizi insanın yararına odaklı hale getirmemiz gerekmektedir” dedi.
|