Üniversitemiz Berlin’de kurulacak Türk-Alman Üniversitesi için ilk adım olarak Berlin İrtibat Ofisi’ni kurdu.
Üniversitemiz, Almanya ve Avrupa genelinde Üniversiteler ve Eğitim Kurumlan ile ilişkilerini güçlendirmek, Ortak Eğitim Programları ve Araştırma Projelerini yürütmek, Avrupa'daki Türk nüfusunun bulundukları ülkelerin kültür ve sistemlerine entegrasyonlarına katkıda bulunmak ve Berlin’de kurulacak Alman-Türk Üniversitesi için çalışmaları yakından yürütmek amacıyla 15 Şubat 2010, Pazartesi günü Bahçeşehir Üniversitesi Berlin İrtibat Ofisi’ni açtı.
Wissenschaftforum binasındaki İrtibat Ofisinin açılışına, Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, Berlin Adalet Bakanı Gisela von der Aue, Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, öğretim üyeleri, Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, Berlin Eyaleti Yabancılar Sorumlusu Günter Piening, Türkiye’nin Berlin Başkonsolosu Mustafa Pulat, T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Mahmut Evkuran , Berlin Eyalet Meclisi Üyeleri Bilay Öney ve Özcan Mutlu ile çok sayıda Türk ve Alman davetli katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Berlin Adalet Bakanı Gisela von der Aue konuşmasına, Berlin Eyalet Başbakanı Klaus Wowereit’ın selamı ve başarı dileklerini getirdiğini söyleyerek başladı. Konuşmasına “Bahçeşehir Üniversitesi bilimsel çalışmanın sınırlarını çok yönlü olarak aşıyor. Bununla sadece uluslararası akademik kurumsallığı değil, aynı zamanda akademik araştırmanın içeriğini de çok yönlü araştırma projeleri ile değiştiriyor. Üniversitenin bilim insanları göç ve entegrasyon konularında çalışıyor, göçmen kökenli Türk gençleri için mesleki eğitim programları planlıyor. Berlin’in bu çalışmalara da ihtiyacı var” şu sözleriyle devam eden Aue, Alman ve Türk bilim insanlarının derin ve geleneksel bir bağları olduğunu anlattı.
“İzin verildiği takdirde, Türk Alman Üniversitesi çok yakın zamanda, bu Eylül’de öğrenci almaya başlayabilecek”
Alman Bakan’dan sonra söz alan Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, Bahçeşehir Üniversitesi’nin İrtibat ofisi için çalışmaların 6 ay önce başladığını anlattı ve hedeflerinin Almanya'da uygulamalı bilimler yüksekokulu açmak olduğunu dile getirdi. Bir süredir Avrupa’da ve özellikle Berlin’de bir yüksek öğrenim kurumu da açmak istediklerini belirten Yücel “Berlin’de bir uygulamalı bilimler yüksek okulu kurulmasıyla ilgili inisiyatifi başlattık. Hatta inisiyatif değil, somut adımlar attık. Gerekli alt yapı çalışmaların hızla devam ediyor. 2-3 ay zarfında uygulamaları bilimler okulunu için Berlin hükümetine müracaat edeceğiz. İzin verildiği takdirde, Türk Alman Üniversitesi çok yakın zamanda, bu Eylül’de öğrenci almaya başlayabilecek” dedi.
Yücel, burada hem Alman, hem Türk kökenli Alman, hem de Türkiye’den gelecek gençlerin yetişmesi için önemli adımlar atacaklarını, mesleki eğitimde önemli tecrübeye sahip olan Almanya’dan da istifade etmek istediklerini ifade etti.
30 yıldır Türkiye’de özellikle Türk - Alman Üniversitesinin kurulması fikrinin bulunduğuna dikkat çeken Yücel, “Bugüne dek bu problem aşılamamıştır. Yakın zamanda Türkiye’de YÖK’ten Türk - Alman Üniversitesinin kurulmasıyla ilgili de kanun zannediyorum ya çıktı ya da çıkmak üzere. Ama ne zaman faaliyete geçer onu bilemiyoruz fakat bizim hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Bizim Türkiye’de verdiğimiz gibi Almanya’da eğitime gönül vermiş mesleki eğitimde önemli projeler yapmış “F+U” ile birlikte bir proje başlattık. Berlin’deki 3 yıl önce kurulmuş olan “İBA Enternasyonal Uygulamalı Bilimler Okulu”nu önümüzdeki 2 – 3 ay zarfında Berlin senatosuna başvurarak “F+U – BU Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu”na dönüştürmek istiyoruz.
Türk-Alman işbirliğinin geliştirilmesi ve entegrasyon konusunda çeşitli sosyal sorunların giderilmesi konusunda araştırma ve geliştirme yapacaklarını belirten Yücel, “Bugün küçük ama yarın için büyük bir adım atmış oluyoruz” dedi
“Türkiye’yi Almanya’ya, Almanya’yı Türkiye’ye anlatmak istiyoruz”
Daha sonra kürsüye gelen Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan konuşmasına “Dünyada paradigmaların o katı duvarlarını yıkanlar kendilerine yeni dünyalar kurmayı başarabiliyorlar“ diyerek başladı. Prof. Arıboğan, “Işık doğudan yükseldiği gibi ışık doğuya geri dönmeye başlamıştır” dedi. Arıboğan bu gelişmeyi yakalayabilmek için Avrupa’nın birileriyle işbirliği yapması gerektiğini ifade etti ve “Biz kendimizi Avrupa’nın bir parçası olarak görüyoruz. Aynı zamanda biz Asya’nın da bir parçasıyız. Doğudan da Batı’dan da aynı ışık kaynağıyla beslenebiliyoruz. Bu açıdan Türkiye’nin çok önemli bir noktada konumlandığına inanıyoruz“ dedi.
Türkiye’de modern üniversite kavramının kurucularının Almanlar olduğuna dikkat çeken Arıboğan “Bahçeşehir Üniversitesi olarak burada bulunmaktan mutluyuz. Bahçeşehir Üniversitesi’nin Türkiye’de savunduğu toplumsal görevleri de var. Sadece kendi kampüs sınırlarına hapsolmuş bir üniversiteden söz etmiyoruz. Biz aynı zamanda kendi toplumumuzun dönüştürücülüğünü de üstlenen bir kurumuz“ ifadelerini kullandı. Arıboğan “Bundan 25–30 yıl önce yapılan araştırmalarda Türklerin en çok sevdiği toplum olarak Almanlar görülürdü. Fakat son dönemlerde Avrupa Birliği sürecinde Türkiye’nin sürekli eleştirilere maruz bırakılması, Türkiye’de Almanlara karşı bir hayal kırıklığı oluşmasına da sebep oldu. Çünkü Almanlar hep dost bildiğimiz yanımızda hissettiğimiz bir toplumdu“ şeklinde konuştu. Rektör Arıboğan “İlişkileri tazelemek ve toplumları doğru yönlendirebilmek gerçekleri onlara doğru aktarabilmek için bu işbirliğinin gerekli olduğuna inanıyoruz“ dedi.
Arıboğan “Bundan sonra Bahçeşehir Üniversitesi’ni Almanya’da çok sık olarak görebileceksiniz ve biz de Alman dostlarımızı çok sık Bahçeşehir Üniversitesi’nde görmek istiyoruz. Türkiye’yi Almanya’ya, Almanya’yı Türkiye’ye anlatmak istiyoruz” sözleriyle konuşmasını noktaladı.
Kültürlerarası Diyalog
Açılış töreninde Ofisin temel kuruluş sebeplerinden biri olan Kültürlerarası Diyalog ile ilgili bir de panel düzenlendi. Panelde; Tübingen Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Karl-Josef Kuschel “Global Etik ve Kültürlerarası Diyalog” konusunu ele alacak ve bunun günümüzdeki önemini dile getirdi. Bahçeşehir Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Esmer Yılmaz’ın Doğu ve Batı’nın davranış biçimleri üzerine sunumu büyük ilgi ile karşılanırken Dr. Kaan H. Ökten “Dinler arası diyalog“ kavramının yeterli bir kavram olmadığını ve kültürler arası diyalog tanımının tercih edilmesi gerektiğini anlattı.
Berlin İrtibat Ofisi
Bahçeşehir Üniversitesi’nin öğrenci ve öğretim üyesi değişim programları, yaz okulları, çift diplomalı lisans ve yüksek lisans programları, araştırma projeleri, sanat-kültür etkinlikler, konferans, panel gibi akademik çalışmalar İstanbul’un yanısıra Avrupa'nın en önemli başkentlerinden biri olan Berlin'den yürütülecek.
Kültürlerarası diyalogun geliştirilmesinde sadece iki ülkenin kültürleri arasında bir uzlaşma ve paylaşım sağlamak değil bambaşka bir kültürü yabancı bir ülkeye taşıyan göçmen nüfusun ve aynı ülke içinde çatışan kültürlerin de göz önüne alınması gerekiyor. Bahçeşehir Üniversitesi bu bağlamda Berlin İrtibat Ofisi’nde Avrupa'daki Türk nüfusunun bulundukları ülkelerin kültür ve sistemlerine entegrasyonlarına katkıda bulunmak için de bir araştırma merkezi disipliniyle çalışmalar yürütecek. Türkiye kökenli göçmen gençlere yönelik eğitim programlarının düzenlenmesi, bu maksatla Sivil Toplum Örgütleri ve ekonomik sektörle işbirliği yapılması ile göç ve entegrasyon konularında çözümler üretmeyi hedefleyen geniş çaplı araştırma projelerinin yürütülmesi gibi pratik konular da merkezin çalışmaları arasında olacak.