Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları'ndan İki Yeni Kitap
Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları bilim dünyasına önemli katkılarda bulunan iki yeni kitabı okurlarıyla buluşturuyor.
Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları bilim dünyasına önemli katkılarda bulunan iki yeni kitabı okurlarıyla buluşturuyor.
Bilimsel yayınlarıyla bilgi üretimine katkıda bulunmayı amaç edinen Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları, tüm akademik disiplinlerde kitap yayınlamaya devam ediyor. Bu bağlamda Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları tarafından yayınlanan iki yeni kitap psikolojik danışmanlık ve yaratıcı düşünce alanlarına önemli katkılarda bulunuyor.
PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ALANINDAKİ İLK KAPSAMLI KİTAP
Jacqueline S. Mattis ve Fulya Kurter tarafından yazılan "Türkiye'de Uygulamacıların Gözüyle, Psikolojik Danışmada Kültüre Duyarlı Olma" kitabı ülkemizdeki psikolojik danışmanlık ve rehberlik alanında ilk kapsamlı kitap olma özelliğini taşıyor. Kitap, psikolojik danışmanlar, psikolojik danışman eğitimcileri, ruh sağlığı alanındaki diğer meslek grubu adayları ve üyeleri, öğretmen adayları ve farklı eğitim kademelerinde görev yapan eğitimciler, okul yöneticileri, karar vericiler (Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkilileri vb.), ilgili sivil toplum kuruluşlarında çalışanlar ve konuya ilgi duyan herkes için bir başvuru kaynağı niteliğinde...
"YARATICI DÜŞÜNCE VE BİLİMSEL BAKIŞ AÇISI"NA ÖNEMLİ KATKI
İki fizikçi tarafından yazılan, Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan David BOHM ve F. David PEAT imzalı ‘Bilim Düzen ve Yaratıcılık’ adlı kitap ise yaratıcı düşünce ve bilimsel bakış açısı anlamında çok önemli bir yapıt. Kitabın arka kapak yazısında yaratıcılık şöyle tanımlanmış: "Yaratıcılık, zihnin daha önce var olmamış bir "şeyi" düşünde, düşüncesinde canlandırmasıyla başlar. Bu yeni zihinsel biçim kendisini yaşamın "bir alanını" değiştirerek var eder. Olmayanı var ediş, bazen ilkokula giden çocuğun yeni bir yol keşfetmesi, bazen bir cerrahın yeni bir ameliyat yöntemi bulması, bazen de bir sinema yönetmeninin var olan sosyo-psikolojik bir yaşantı tarzına kendince yeni bir yaşantını beyaz perdeye aktarması şeklinde olur."