Finlandiya eğitim reformunun mimarı Prof. Dr. Pasi Sahlberg; BAU Eğitim Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen ‘Bir Eğitim Mucizesi Finlandiya’ etkinliği için Bahçeşehir Üniversitesi’nde bir seminer verdi. Sahlberg Finlandiya mucizesini anlatırken “Standartlaşmış eğitim başarısızlığa yol açar bireyselleştirilmiş eğitim sistemi önemli.” dedi.
Semineri izlemek için lütfen tıklayınız
BAU Eğitim Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen ‘Bir Eğitim Mucizesi Finlandiya’ etkinliği 2 Şubat 2015 tarihinde Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü’nde gerçekleştirildi.
Etkinliğe, bilim adamı, eğitimci, yazar Prof. Dr. Pasi Sahlberg, Eski Milli Eğitim Bakanı Nimet Baş, Arizona Üniversitesi’nden Prof. Gary Grossman, Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Şenay Yalçın ve çok sayıda davetli katıldı.
Etkinliğin açılış konuşması Eski Milli Eğitim Bakanı Nimet Baş tarafından gerçekleştirildi. Baş konuşmasında, toplumun her kesiminin eğitimle eşitleneceğini, bu yüzden eğitim sisteminin yeni projelerle revize edilmesi gerektiğinden bahsetti.
Türkiye’nin ikinci adresi olduğunu vurgulayan Prof. Gary Grossman ise konuşmasında eğitimin evrensel ve sonuç odaklı olması gerektiğini vurguladı.
“ÖĞRENCİLERE NOT VERİLMİYOR”
Grossman’in ardından kürsüye gelen Finlandiya Eğitimde Uluslararası Hareketlilik Merkezi Başkanı ve “Finnish Lessons: What Can the World Learn from Educational Change in Finland?” (Finli Dersler: Dünya Finlandiya’daki Eğitim Değişimlerinden Ne Öğrenebilir?) kitabının yazarı Pasi Sahlberg konuşmasına Finlandiya eğitim sistemi hakkında bilgi vererek başladı. Sahlberg “Finlandiyalı çocukların okul yaşamı, Finlandiya’nın bizzat uygulamakta olduğu gençlik ve eğitim politikalarının sonucudur. Finlandiya’da eğitim müfredatı öğrencilerin kendi ilgi ve ihtiyaçlarına yönelik hazırlanmıştır. Öğretmenler ve öğrenciler kendi eğitim ve öğretim programlarını şekillendirme hakkına sahipler. Finli öğrencilere eğitim hayatlarının ilk altı yılında hiçbir şekilde not verilmiyor. Sekizinci sınıfın sonuna kadar not verme zorunluluğu yok ve öğrenciler bir sınav sistemine tabi değiller. Sadece 16 yaşlarındayken ülke genelinde bir sınava giriyorlar” dedi.
“TÜM OKULLARIN BAŞARI DÜZEYİ AYNI”
Finlandiya da öğretmen olmanın ise oldukça zor bir iş olduğundan bahseden Sahlberg “ Tüm öğretmenlerin en az master derecesi var ve üniversite başarısı en yüksek %10’luk dilim arasından seçiliyorlar. Öğretmenlik toplum gözünde statüsü en yüksek mesleklerden biri” diye konuştu.
Prof. Sahlberg Türk eğitimcilere “Sistemi geliştirin, işbirliğine yatırım yapın ve öğrenmeyi kişiselleştirin” diyerek üç önemli tavsiyede bulundu ve şöyle devam etti: “Standartlaşmış eğitim başarısızlığa yol açar, bireyselleştirilmiş eğitim sistemi önemlidir. Finlandiya’da özel okul yok ve eğitim harcamalarının tümü devlet tarafından destekleniyor. Finlandiya’da okullar birbirleriyle rekabet etmiyor, aksine dayanışıyor. Okulların hemen hemen tümünün başarı düzeyi aynı. Bu yüzden hiçbir okulun bir diğerine göre ayrıcalığı yok”
“BAŞARISIZLIK YAŞANMAZSA BAŞARI GELMEZ”
Başarısızlık yaşanmazsa başarının gelmeyeceğine inanan Prof. Sahlberg 13 Ekim’i Dünya Başarısızlık Günü ilan ettiklerini de sözlerine ekledi.
Salzberg konuşmasında kendi hayatından da örnekler verdi. Babaannesinin “Unutma sadece ölü balıklar akıntıyla aynı yönde yüzerler.” sözünü hep hatırladığını söyleyen Salzberg “Biz Finliler, akıntıya karşı yüzdüğümüz için başarılıyız” dedi ve “Biz yola çıkarken sadece İsveç’i geçmeyi hedefliyorduk ancak şu an dünyanın en iyileri arasındayız” diye konuştu.
FİNLANDİYA’DA OLMAYAN 3 ŞEY
Salzberg Finlandiya’da Olmayan 3 Şey’i şöyle anlattı: “Sağlıksız rekabet yok, okullar arası, öğrenciler arası, personeller arası herhangi bir rakabet yok. standart öğretim sistemi yok, bütün çocuklar aynı şeyleri aynı şekilde öğreneceklerine inanmıyorlar, kişiselleştirilmiş öğrenme var; teste dayalı eğitim sistemi yok, sadece lise sonunda sınav yapılıyor.
AZ LAF ÇOK İŞ
Eğitimin “herkes için eşit imkanlar sağlamak” demek olduğunu belirten Sahlberg, “Biz Finliler cok konusmayız; toplantılar, komisyonlar, calışma grupları kurmayız; karar verir ve yaparız” diyerek konuşmasını bitirdi.