BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK YILI AÇILIŞINDA SAYIN İSPANYA KRALLIĞI BAŞBAKANI JOSE LUIS RODRİGUEZ ZAPATERO'NUN KONUŞMASI
(İstanbul, 15 Eylül 2008)
Sayın Rektör Deniz Ülke Arıboğan,
Değerli yetkililer ve öğretim üyeleri,
Sevgili öğrenciler,
Bayanlar ve Baylar:
Sayın Rektör, nazik sözleriniz, içten karşılamanız ve bu itibarlı Üniversite'nin akademik yılının açılışını yapma fırsatını bana verdiğiniz için çok teşekkür ederim.
Sözlerime, bugün bu güzel İstanbul'da sizlerle birlikte burada bulunmaktan duyduğum büyük mutluluğu ifade ederek başlamak istiyorum. Bu, iki sebepten ötürü benim için bir onur ve ayrıcalıktır: çünkü bana Türkiye'nin geleceğini ellerinde tutan nesillere hitap etme fırsatı veriyor, ve çünkü bunun yanısıra, başından beri hem Başbakan Erdoğan'ın hem benim teşvik ettiğimiz bir girişim, bir gelecek iddiası olan Medeniyetler İttifakı'nı yeni nesillerin, sizlerin önünde, anlatmamı sağlıyor.
Dünyayı Doğu ve Batı olarak ikiye bölmenin ne kadar yanıltıcı olabileceğini anlamak için İstanbul kadar anlamlı çok az yer vardır ve bu, caddelerde, çevrede, insanlarda ve elbette burada, Üniversite'de görülüyor. Birinci İspanya-Türkiye kültür buluşması vesilesiyle yaptığı son Madrid seyahatinde biraraya gelme şansına sahip olduğum Nobel Ödüllü Türk yazar Orhan Pamuk'un söylediği gibi, İstanbul "karışım modeli ve günümüz dünyasının bir örneğidir". Bu onun, ziyaretçilerinin her birine iletmesini bildiği gücüdür. Hiç şüphesiz melezliğe, saygıya dayanan bir güç, çünkü İstanbul, İspanyol yazar Juan Goytisolo'nun dediği gibi "farklı kültürler tarafından yaratılan ve yeniden yaratılan" şehirlere en eşsiz örneklerden biridir.
İspanya da çok eski zamanlardan beri kültürler diyaloğu için bir alan olmuştur ve halen de olmaktadır. Tıpkı Türkiye gibi, Avrupa coğrafyasının bir ucunda yer almaktadır ve bu yüzden de tarihi bir buluşma yeri olmuştur: geçmişimiz tüm medeniyetleri yakından tanır. Türkiye gibi, tarihin en parlak anlarından bazılarının yaşandığı Akdeniz'i kucaklar. Türkiye gibi, İspanya bir kültürün gerçek gücünü kendisini başkalarının en iyi özelliklerini asimile ve entegre etme kapasitesinde gösterdiğini bilmektedir.
Bilgi farklı vizyonlardan geçerek doğduğu zaman ondan filizlenen şehir ne duvarları ne de sınırları olmayan bir köprüler ve kapılar şehri olur. O zaman üniversite ve şehir kozmopolit, hoşgörülü, ilerlemeye açık ve tüm toplumun beslendiği bir diyalog içinde karşılıklı olarak zenginleşir.
Ülkelerimizin tarihinde gördüğümüz gibi, üniversite tarihte ayrıcalıklı bir buluşma yeri olmuştur. XII. yüzyılda İspanya'da efsanevi Toledo Çevirmenler Okulu kuruldu. Burada, dünyaya bakışın üç farklı şekli Hıristiyanlık, Musevilik ve Müslümanlığın alimleri karşılıklı bilgilerini anlayış ve hoşgörünün hizmetine sundular. O zamandan, yani neredeyse bin yıldan beri, üniversite ve bilgi halkların birbirlerini tanımalarında elzem bir rol oynamaktadır.
Günümüzde, üniversiteler, sınırların olmadığı, tüm halkların bilginin evrensel dilinde birleştiği ve işbirliğinin ve paylaşmanın asli olduğu bu dünya fikrinin öncüleri olmaya devam etmektedir.
Bilgi ile halkların zenginliğinin bağlantılı olduğunun, bu tarihi anda olduğu kadar hiçbir zaman böylesine bilincinde olmadık. Şimdi artık ekonomik ilerlemeyi gerçekten sağlayan şeyin araştırmaya, kalkınmaya ve yeniliğe yatırım yapmak olduğunu biliyoruz. Türkiye ile İspanya olarak eğitimin ve özellikle üniversitenin bir ülkenin kalkınmasında, değişiminde, modernleşmesinde ve dünyaya açılmasında oynadığı önemli rolün açık örnekleriyiz. Sadece bilgilerin toplandığı bir yer olarak değil, düşüncenin yaratıldığı gerçek merkez olarak bir üniversite. Sadece belli bir eğitim almak için değil, vatandaş olmayı, Türk veya İspanyol vatandaşı olmayı, ama aynı zamanda da dünya vatandaşı olmayı öğrenmek için gelinen bir üniversite.
Bu nedenle, ülkelerimizin ortaya koyduğu ve üniversitelerin katılımı olmadan, fikir adamlarının katkısı olmadan, medeniyetler ve kültürler arasında birarada yaşama alanları yaratmakla uğraşan hepimizin ortak düşünce ve eylemi olmadan anlamını kaybedecek bir kavram olan Medeniyetler İttifakı için üniversite bir referans alanıdır. Çünkü Medeniyetler İttifakı aynı zamanda ve herşeyden önce, değerlerin ve bilginin buluşmasıdır; özgürlük veya eşitlik gibi temel haklara saygıyı gözden kaçırmadan farklı kültürlerin gerçeğini gözönünde bulunduran bir uzlaşıdır.
Medeniyetler İttifakı bugün artık Birleşmiş Milletler'in ellerinde olan bir girişimdir. Küreseldir, siyasidir ve eyleme yöneliktir. Kültürlerarası ve dinlerarası diğer öneriler karşısında başlıca üstünlüğü ve katma değeri budur.
Ancak İttifak aynı zamanda başka bir spesifik özelliğe de sahiptir: Bilhassa İslam ve Batı dünyaları arasında, sanki bu terimler birbirinin zıttıymış gibi, ölümcül ve çaresiz bir "medeniyetler çatışması" ile ilgili ?benim yanılgı olduğuna inandığım- tahminin gerçeğe dönüşmesini önlemek için tasarlanan zaruri güvenlik boyutu. Türkiye bu sözde zıtlığı yalanlayan canlı bir örnektir.
Dört yıl önce Birleşmiş Milletler Örgütü'nde sunduğumuz öneri artık sağlamlaşmış ve kurumsallaşmış güçlü bir harekettir. Tüm kıtalardan 90 ülke ve uluslararası kuruluş Dostluk Grubu'na katılmakta ve Medeniyetler İttifakı'nı siyasi olarak desteklemektedir.
Kasım 2006'da, Üst Düzey Grup kendisinden hazırlaması istenen raporu burada, İstanbul'da, tamamladı. O raporun tavsiyesi doğrultusunda, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon eski Portekiz Cumhurbaşkanı Doktor Sampaio'yu İttifak için Yüksek Temsilcisi olarak atadı. Ankara ve Madrid Hükümetleri'nin tam desteğine sahip olan Doktor Sampaio son derece başarılı bir çalışma sergilemektedir.
Üst Düzey Grubun raporu, daha iyi bir dünya inşa etmek için dört kilit sektörle ilgili bir dizi pratik tavsiyeler sundu: eğitim, gençlik, göç ve iletişim araçları. Sizi özellikle ilgilendiren ve önemi konusunda sizlerin en canlı örneğini oluşturduğunuz ilk ikisine kısa bir şekilde değinmeme izin verin.
Eğitimin değerine ve değişim gücü olarak önemine zaten değinmiştim. Eğitim, anlayışı ve hoşgörüyü teşvik ederek, cehalet ve başkaları hakkında bilgi eksikliğinin yerine, başkalarını tanımayı koyar. Farklı dini inançlara sahip toplumlar arsındaki ilişkilerde, İttifak'ın teşvik etmeye çalıştığı, sorumlu iletişim araçlarının geliştirilmesi, farklılıkların olduğu toplumların bütünleşmesi ve çağdaş toplumlar arasında etkin ilişki gibi konuların çoğunda eğitim kilit unsurdur.
Küreselleşen dünya bilgiye doğru "küreselleştirici" bir eylem ve insanlık yapısında herbir bireyin anlamının, onurunun ve sorumluluğunun bilincine varılmasını gerektirmektedir. Aynı zamanda, şiddete karşı yapıcı bir sosyal uzlaşmayı teşvik etmek için gerçek bir fırsat eşitliğini de gerektirmektedir. Bu bağlamda, eğitim hayati bir hedeftir ama aynı zamanda da ulaşabileceğimiz bir hedeftir ve sizler bunun en iyi tanıklarısınız.
Tarih boyunca gençlik sayısız sosyal ve siyasi ilerlemede ve barış yanlısı harekette öncü olmuştur. Aynı zamanda, çoğu toplumda özellikle de kamu hizmetlerinden, istihdamdan ve eğitim fırsatlarından yoksun çevrelerde aklı kolay çelinen kesim olarak, gençlik aşırı uç ve şiddet yanlısı gruplara sokulmuştur. Birçok gelişmekte olan ülkede nüfusun çoğunluğunu 30 yaşın altındakilerin oluşturduğunu unutmamalıyız.
Siz gençler sadece yarının liderleri değil, aynı zamanda da bugünün potansiyel liderlerisiniz, bu nedenle sizleri dinlemeli ve daha iyi bir dünya inşa etme gayretlerinizi desteklemeliyiz. İttifak'ın hedeflerine gençlerin katkısı, özellikle de aşırılığın önlenmesinde ve farklı köken, görüş ve inançtan insanlar arasında etkili bir diyalog ve birliğin özendirilmesinde kilit unsurdur.
Üst Düzey Grubun raporundan bir başka öneri doğrultusunda, I. Medeniyetler İttifakı Forumu geçtiğimiz Ocak ayı ortalarında Madrid'de yapıldı. Birkaç ay sonra, Nisan 2009'da, İstanbul II. Forum'a evsahipliği yapacak. Üçüncü Forum Brezilya'da yapılacak ve onu aralarında Portekiz, Katar ve Fas'ın bulunduğu diğer ülkeler takip edecek.
İstanbul Forumu Madrid'dekinin bir devamı olmakla kalmayıp, Madrid'de onaylanan ve hayata geçirilen kararların üzerinden geçilerek bir bilanço çıkarılmalıdır. İkinci toplantısında, Forum hem şekilde hem de içerikte niteleyici bir fark yaratmalıdır. Başbakan Erdoğan'a, bu hedefin başarılması için Yüksek Temsilci ve İttifak Sekreterliği'nin desteğiyle, İspanya'nın işbirliği önerisini ilettim. Türkler'in bunu gerçeğe dönüştürmek için kapasite ve dinamizmine güvenim tamdır.
Bu anlamda, Yüksek Temsilci'nin Dostluk Grubu'ndaki hükümetlerden, İttifak'a ilham veren prensip ve hedefleri her ülkenin kendi boyutundan yorumlayan "ulusal stratejiler", ulusal planlar hazırlamalarını istediği hatırlatılmalıdır. Türkiye ile İspanya kendi endişelerinin ışığında, kendi coğrafi konumunun, tarihinin ve ulusal projelerinin yansımalarıyla kendi Ulusal Planlarını hazırlamıştır.
Medeniyetler İttifakı havalandıktan ve belli bir hıza ulaştıktan sonra şu anda artık gelişiminin dönüm noktasındadır. Şimdi sıra, Birleşmiş Milletler sistemindeki yerini sağlamlaştırmasında ve açık bir şekilde tanımlamasındadır. Bunu başarmak için Dostluk Grubu bünyesinde Türkiye ile yakın şekilde çalışacağız.
Burada, İstanbul'da Medeniyetler İttifakı hakkında konuşmak, bu ülkenin önünde hırslı hedefler içeren bir ajanda olduğunu unutturmuyor. Türkiye bugün, aralarında Avrupa Birliği'ne yakınlaşmasının altını çizdiğim birçok stratejik konunun mihenk taşıdır.
Hükümetim Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olma talebini kararlılıkla desteklemektedir. Kolay bir iş olmadğını biliyorum. Hiçbir ülke için kolay olmadı ve herhangi bir İspanyol siyasi lider bunu çok iyi bilir.
Eğer Avrupa, benim umduğum gibi, çağdaş dünyada söz sahibi bir aktör rolü üstlenmek istiyorsa, Avrupa Birliği'ndeki bir Türkiye, bugün bazı durumlarda Birliğin yoksun olduğu stratejik gücü ve başrolü ona verecektir.
Sözlerimi, başta da belirttiğim gibi, Medeniyetler İttifakı hakkında konuşmak için üniversiteden daha uygun çok az yerin olduğunun altını çizerek bitirmek istiyorum. Üniversitede, öğretim görevlileri ve öğrenciler, kişisel dünya algınızı belirliyorsunuz ama aynı zamanda da kollektif bir algı yaratılmasına da katkıda bulunuyorsunuz. Bu nedenle, hoşgörü içinde eğitiminiz, diyaloğa verdiğiniz destek ve farklılığı kabul etme ve değer verme iradeniz belirleyicidir.
Birçok defalar anlayışsızlığın ve çatışmanın üstün geldiği bir dünyada Türkiye ve İspanya olarak bizler, birarada yaşama alanları yaratmak için, köprüler uzatmak için, önyargılara karşı savaşmak ve bizleri ayıran bariyerleri yıkmak için, uyuşmazlık yerine sözleri destekledik ve destekleyeceğiz. Bunu gelecekte de yapmaya devam etmek için sizler varsınız.
Bu ülkenin üniversiteleri, ve özellikle de beni böylesine cömertçe ağırlayan bu üniversite, kültürler arasında anlayış olan bir gelecek arzulayan hepimizin önünde olan bu hedefe tarih boyunca gösterdiği dinamizmle cevap verecektir. Bundan eminim!
Çok teşekkürler.