Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve BAU International University Kurucu Başkanı Enver Yücel, Amerika Birleşik Devletleri’nin Başkenti Washington DC’de temaslarını sürdürüyor. Yücel, Amerika Birleşik Devletleri Kongresi’nde düzenlenen ‘Yeni Ekonomide Eğitimin Rolü’ konulu panele konuşmacı olarak katıldı. İlk kez bir Türk üniversitesinin yer aldığı ve kongre üyeleri, akademisyenler, bürokratlar, düşünce kuruluşlarının temsilcileri, kongre çalışanları ile basın mensuplarının katıldığı toplantıda konuşan Enver Yücel, eğitimin ekonomik büyümenin ana belirleyicisi olduğuna dikkat çekti.
Hayatının Türkiye ve dünya eğitim sistemleri üzerinde araştırmalar yaparak ve bu alanlarda girişimlerde bulunarak geçtiğini ifade eden Enver Yücel, “Ülkelerin ekonomik büyümesi sürecinde eğitimin önemli olmasının iki sebebi var. Öncelikle, kişilerin becerisi arttıkça genel olarak daha üretken olurlar ve kazandıkları ücret ve gelirleri artar. İkincisi ise, GSMH’larını artırmak isteyen her ülke için globalleşme, uluslararası pazarlarda etkili rekabet edebilecek yenilikçi ürün ve hizmetleri sunabilmesi demektir” dedi.
“EKONOMİK KRİZLERDEN BARIŞ KÜLTÜRÜ YOKSULLUĞUNA TEK ÇARE EĞİTİM”
Göç, salgın hastalıklar, terör, çevre kirliliği, siyasal ve ekonomik krizler gibi sayısısız olaylar içinde dünyanın acı çektiğini belirten Yücel, özellikle etik çerçevede yaşanan bölünmüş, parçalanmış bir dünyaya doğru gidiyor olma gerçeğine dikkat çekiyor. Yaşanan bu gelişmelerin insanları birbirinden uzaklaştırdığını, birbirine karşı duyarsız ve yabancı kıldığını, hatta düşman ettiğini belirten Yücel, “Tüm bu yaşananlar için asıl çare, bütün ülkelerin, hepimizin; sorunlar karşısındaki ortak çözüm paydamız olan eğitimdir. Bizler, ekonomik krizlerden barış kültürü yoksulluğuna kadar pek çok ortak dünya probleminin çözümünü, eğitimde aramaya başladık. Günümüzde herhangi bir sorun, nasıl bütün insanlığın sorunuysa bütün sorunların ortak temel çözümü de eğitimdir” dedi. Çözümde hemfikir olunduğunu ancak harekete geçmekte geç kalındığını belirten Enver Yücel, “Yenilikçilik ve girişimcilik ruhu taşıyan ve üretim temelli bir eğitim istiyoruz. Bu sayede ekonomiler kendilerini yenilesin, üretim bollaşsın istiyoruz. Bunlar yapılırken giderleri azaltacak, sorunları önleyecek; hastalığı hastalanmadan önleyecek tedbirler üretilmelidir. Üretim kadar tüketimin de yönü, sebebi, miktarı sorgulanmalıdır. Günümüzde eğitimden en büyük beklentimiz, insanların birlikte yaşama kültürüyle donanmış olmalarını sağlamaktır. Çünkü günümüzün sorunları bu noktada düğümlenmektedir” dedi.
“DERS KİTAPLARINDA DÜŞMANLIK DEĞİL DOSTLUK YER ALMALI”
Ülkelerini yönetmeye talip olan liderlerin hiçbirinin nefret ve ötekileştirme tutumu içinde olmaya hakkı olmadığını belirten Yücel, “Kin ve nefret söylemleri; belki onların ülkelerinde iktidar olmaları için işlerine yarayacaktır; fakat uzun vadede ülkelerini dünyadan koparacak ve insanlarının geleceğini karartacaktır. Liderler, ortak dünya dilini daha fazla kullanmalılar. Ders kitapları mutlaka temizlenmeli. Çocuklarımız; ülkelerinin kahramanları ile elbette övünebilirler ama okudukları kitaplarda düşmanlığı değil, dostluğu okusunlar; eğitimlerinde ortak yaşama, ortak geleceğe yönelik sağlam bir güven geliştirsinler. Kendi inançları ve özgürlükleriyle renklendirecekleri dünyayı ve hayatı; bütün insanlıkla uygar ilişkiler içinde paylaşmayı öğrensinler” dedi.
“SIĞINMACILAR SADECE TÜRKİYE’NİN SORUNU OLMAMALI”
Yaşanan olaylarla birlikte Türkiye’de 1 milyon 600 bin Suriyeli ve buna artı olarak Irak’tan gelen sığınmacıların da bulunduğunu belirten Yücel, tüm Avrupa’nın barındırdığı göçmen sayısının ise 400 bin lduğunu, bu örneğin bile yaşanan dramın boyutunu anlatmaya yettiğinin altını çizdi. Yücel, “Bahçeşehir Üniversitesi olarak, savaştan ülkemize sığınan çocuklar üzerinde bir araştırma yaptık. Sonuçlar içler acısı. Çocukların yaptığı her resim karesinde silah, kan, göz yaşları var. Bu çocuklar eğitilmelidir. 50 binin üzerinde üniversitede okuyacak veya üniversitesini bırakmış genç var. 600’ü aşkın öğretim üyesi üniversitesini bırakmak zorunda kalmış, ülkemize sığınmış. Türkiye’nin güvenli bölgelerinde üniversite yaşamlarının devamını sağlayacak bir eğitim girişimi öneriyorum. Takdir edersiniz ki bu konu sadece Türkiye’nin sorunu olmamalıdır” dedi.
“HALKLARIN ARASINA DÜŞMANLIK TOHUMU ATMAYA KİMSENİN HAKKI YOK”
Mescid-i Aksa’da yaşanan olaylara da değinen Enver Yücel, “1milyar 300 milyon insanın kutsal mekânı Mescid-i Aksa’da yapılanlar, bu insanları hiçe saymak ve onların inançlarıyla oynamak anlamına geliyor. Bunun bıraktığı nefreti yarın nasıl yok edeceğiz? Bunun yapılmasına neden olan emri verenler, bu olaylardan hangi kazancı umuyor olabilirler? Bu saldırganlığın bir medeniyete ait olduğu algısını yaratanlar, geleceğe neler bıraktıklarının farkındalar mı acaba? Halklar kardeştir, onların arasına düşmanlık tohumları atmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu nedenle, Kudüs’te caminin içinde silahlarla insanları korkutanlar, bir medeniyetin temsilcisi olamazlar. Böylesi tutumların sorumlusu, suçlusu ne halklardır ne de medeniyetler. Ulusları temsil eden liderler, kendi toplumlarına olduğu kadar insanlığa ve tarihe karşı da sorumlu olduklarının bilinciyle hareket etmelidirler” dedi.
“İNSANLIĞI SAVAŞLAR DEĞİL EĞİTİM ZAFERLERİ KURTARACAK”
Dünyayı tehdit eden bu olayların başında, birlikte yaşam kültürünün yeterince içselleştirilememiş olması geldiğini belirten Yücel, “Umudumuz ve beklentimiz odur ki toplumlar bir gün, silahlanmaya ayrılan kaynaklarından daha fazlasını eğitimleri için talep edeceklerdir. İnsanlığı savaşların değil, ancak eğitim zaferlerinin kurtaracağını hiç unutmayacaklardır. Eğitim sorunları ile boğuşan her ülke, satın alacağı silahla kurtulamayacağını mutlaka anlayacak ve bu yolu terk edecektir. Bütün insanlar; insanlığın ortak değerlerinde buluşmayı, birbirlerine saygı duymayı öğrenecek ve başaracaktır. Bizim beklentimiz de çok daha fazlası değil: Çocuklarımız sağlık içinde büyüsünler, iyi eğitilsinler ve barış içinde yaşasınlar” dedi.