Siyaset Okulu’nun 11. haftasında Hükümet ve Liderlik Okulu ve Basın Konseyi tarafından düzenlenen oturumun açılış konuşmasını TBMM Başkanı Cemil Çiçek gerçekleştirdi.
Konuşmasına geçmişteki yasakların mücadele edenler sayesinde ortadan kaldırıldığını söyleyerek başlayan TBMM Başkanı Çiçek, "Bugün de bir kısım yasaklar var. Bunların kalkması gerekir" dedi. Siyasetçi olarak yaptıkları konuşmaların büyük bir kısmının eleştiriden oluştuğunu belirterek, " Siyaset de kendimiz gibi düşünmeyenleri eleştiriyor. Doğrudur. Türkiye'de eksik olan özeleştiridir.” dedi. Bugün yaşanan sıkıntıların nedeninin hukuku göz ardı etmek olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: Hukuku yok saymamız veya yanlış uygulamamız kaynaklanan sıkıntıları yaşıyoruz. Siyasetin kuralı yok. Ama işlem söz konusu olduğunda siyasi görüşe değil, hukuka göre işlem yapalım ki, toplum biraz daha huzurlu olsun. Kuralı koyan da, uygulayan da yasalara yeteri kadar uymuyor.
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç’in özgür basın anlayışı ve ilkelerine vurgu yaptığı konuşmasının ardından “Basın Meslek İlkeleri ve Siyaset” konusunun değerlendirildiği ilk oturum Gazeteci, Yazar Balçiçek İlter, E.Tufan Aytav, Prof. Dr. Haluk Şahin, Tuncay Özkan’ın katılımıyla başladı. İlk olarak konuşmasına başlayan Tuncay Özkan umudun, çürümenin ve yozlaşmanın ilacı olduğunu vurguladı. Umut ve sevginin bir araya getirilerek özeleştiri yapılması gerektiğini ifade etti. İnsanların özgürlükleri üzerinden herhangi bir yasağın zulmün geçerli olduğuna inanmadığını belirtti. Balçiçek İlter, siyasetin insan merkezi olduğuna ve insanların artık birbirlerine tahammül edemediklerine değindi. İnsanların bir taraf seçmek zorunda kaldığını vurguladı. Prof. Dr. Haluk Şahin’in konuşmasıyla devam eden oturumda Şahin, basın özgürlüğünün en çok hükümetlerin ihtiyacı olduğunu belirtti. Her ülkede basının özgür olması gerektiğini vurguladı. Son olarak E.Tufan Aytav, medyanın hükümetlere bağımlılığı konusundan bahsederek, demokratik toplumlarda basın özgürlüğünün vazgeçilmez olduğunu ifade etti.
“Amerika’da Lobicilik ve Türk Toplumunun Faaliyetleri” konusunun değerlendirildiği 2. oturum Yurtdışı Türkler Başkanlığı Amerika Temsilcisi Ali Çınar’ın katılımıyla gerçekleşti. Lobicilik kavramını açıklayan Çınar, Türkiye’de son 15 yıldır önem kazandığını belirtti. Lobilerin; eğitim kurumları, vakıflar, siyasi partilerle görüşme yaptıklarını ifade etti. Lobicilik faaliyetlerinde maddi yardım ve oyun önemli olduğunu vurguladı.
BİLGESAM Başkanı Doç. Dr. Atilla Sandıklı “Yumuşak Güç Siyaset” konusunu 3. oturumda değerlendirdi. Güvenlik kavramının artık uluslararası düzeyde değil toplumun, bireyin kapsamında değerlendirildiğini belirtti. Günümüzde devletin güvenliği için toplumun ve bireyin güvenliğinin yok edildiğini vurguladı. Güç kavramının günümüzde faklı şekillerde karşımıza çıktığını ifade ederek bunların; sert güç, yumuşak güç, akıllı güç olduğunu söyledi.
Son oturumda “ Yasama Organı Üyelerinin Dokunulmazlığı” konusunu DSP Genel Sekreteri, T.C Eski Milletvekili Hasan Erçelebi değerlendirdi. Yasama dokunulmazlığının milletvekilinin görevi süresince cezai durumlardan uzak tutulması olduğunu belirtti. Ayrıca bu dokunulmazlığın cezai konulardan koruduğunu ancak tazminat gerektiren konulardan korumadığını da sözlerine ekledi.