İkinci Dünya Savaşı’nın ruhlarda açtığı yaraları sarma arayışlarına tercüman olan bir söylemin temsilcisi yürekli bir düşünür, edebiyat aleminin parlak ismi, kadın hareketini eylemden düşünsel bir düzleme çekmeyi başarmış keskin bir gözlemci, yılmaz bir aktivist olan Simone de Beauvoir’ın tüm eserleri, Doç. Dr. Gönül Bakay tarafından derlenen yetkin akademisyenlerin yorumlarıyla, doğumundan yaklaşık yüzyıl sonra bir kitapta toplandı. “Simone de Beauvoir: Yaşamı, Görüşleri ve Eserleri” adıyla Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları arasında çıkan kitap, yazarı genç kuşaklara tanıtma misyonunun yanı sıra yazarın seçkin kimliğini saygıyla anarak, bir değerbilirlik örneği gösteriyor.
Toplumsal cinsiyet ayrımını ifade ederken “On ne nait pas femme on le devient” (Kadın doğulmaz, kadın olunur) diyen ünlü düşünür Simone de Beauvoir, ‘erkeklik’ kavramının tarihsel bir düşünce, kadınlığın da toplumsal bir durum olduğunu anlatır. Bu ifade erkeklerle olan ilişkilerinde ‘nesne’ rolü biçilen kadının çelişkili durumunun da gerçekçi bir tanımlaması, feminizmin de anahtar cümlelerinde n biri olur.
Sorbonne’da felsefe eğitimi aldığı sıralarda kendisiyle birlikte döneminin en önemli düşünür – yazarlarından ve aynı zamanda hayat arkadaşı olacak Jean-Paul Sartre ile tanışır. Okul sıralarında beraber oturan ikilinin aralarındaki tatlı rekabet, Simone’un felsefede daha iyi olmasına rağmen birincilik ödülünün Sartre’a sırf erkek olduğu için verilmesiyle sonuçlanır. İkinciliğe layık görülen Simone, feminizme dair notlarına belki de bu noktada başlar. Ve düşünceleriyle toplumları etkileyen Simone de Beauvoir, cesaretiyle de tüm dünya kadınlarına ilham verir.
Modern kadın hareketinin öncülerinden Simone de Beauvoir’ın yaşamı, felsefesi ve eserlerinin konu alındığı, Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan Gönül Bakay imzalı eser tüm kitap satış noktalarında.