Bahçeşehir Üniversitesi Hükümet ve Liderlik Okulu tarafından düzenlenen Diplomat Okulu 4 programının ilk haftası 03 Kasım 2012 Cumartesi günü Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş yerleşkesinde gerçekleştirildi. Programa “Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü” ve “Türkiye – Avrupa Birliği İlişkileri” konu başlıklarıylaT.C. Başbakanlık Müşaviri, T.C. Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörü Cemalettin HAŞİMİ ; “ Türkiye’nin Ortadoğu Politikası” ve Suriye Krizi konu başlıkları ile T.C. İstanbul Milletvekili ve Emekli Büyükelçi Osman KORUTÜRK konuşmacı olarak katıldılar. Programda ayrıca “Amerikan Başkanlık Seçimleri Ekseninde Türk - Amerikan İlişkileri” konu başlıklı bir panel düzenlendi. Panelin konuşmacıları Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin KALAYCIOĞLU, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabri SAYARI ve Bahçeşehir Üniversitesi Amerikan Araştırmaları Merkezi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Burak KÜNTAY Amerikan Seçim Sürecine dair izlenimlerini paylaştılar.
Konuşmacılardan Satırbaşları:
Cemalettin HAŞİMİ:
“Anlatacak hikâyeniz yoksa gelecek ufkunuz bulunmuyorsa, haklı ve meşru bir söyleme sahip değilseniz, bir siyasi iradeniz, vizyonunuz, özgüveniniz yoksa Kamu Diplomasisi faaliyetine giremezsiniz. Mesele, sizinle aynı fikirde olmayanların da size kulak vermeye, sizin kavramlarınızla konuşmaya ve hatta sizi sizin kavramlarınızla ikna etmeye çalışmaya başlaması… Amacımız devletin şimdiye kadar ulaşmadığı kurumlarla temas kurmak… Bu coğrafya ne zaman kendisi dışarıya kapatırsa, bu içerideki sıkıntılardan kaynaklanıyor. Bundan önceleri, aydın üretkenliği devleti rahatsız ediyordu. Merkez ülke olma iddiasındaysanız içeride ve dışarıda bir şeyler söylemeniz gerekiyor. Türkiye’de 3 ana başlıkta büyük değişim yaşandı: Siyaset, Tarih ve Ekonomi
Arap Coğrafyasındaki değişime Arap Devrimleri demeyi tercih ediyorum. Başarısız olanlar bile ‘devrim’ denilmeye hak ediyor, zira mühim olan bu çabadır, mücadeledir. Arap Coğrafyasında bir sıkıntı yaşandı, bu sıkıntılar baskıyla aşılmaya çalışıldığı ki aslında sıkıntı bu baskının kendisiydi. Bu coğrafyada son yüzyılda yüzlerce isyan, karşı koyuş oldu, bu sadece bir sosyal medya olayı değildir. Ancak farklı olan son 10 yılda bunların başarılmaya başlanmasıdır. Özgürlük iradesi Arap Coğrafyasında karşılık buldu.”
Osman KORUTÜRK:
“Türkiye’nin kuruluşundan beri Ortadoğu’da renksiz bir politika izlediği ve ilgisini sadece Batı’ya yönelttiği, Ortadoğu’daki bu ‘Bekle ve Gör’ politikasını AK Parti’nin değiştirdiği söyleniyor. Bu geçerli bir tespit değildir. Osmanlı İmparatorluğu zamanında bu bölgede ‘egemen güç’ olarak algılanıyorduk, bu sanıldığı kadar olumlu değildir. Cumhuriyetten sonra eşit ilişki kurmaya başladık. Türkiye’nin kuruluşundan itibaren, bu bölgeye her zaman ilgisi vardı ve geleneksel olarak gücü yumuşak güçtü. Türkiye bu yumuşak güçle lider olmaya çalıştı. Türkiye bölgede istikrar olduğunda daha rahat hareket eden bir ülkedir. Ama bazı ülkeler için aynı durum söz konusu değil, istikrarsızlıktan yararlanan ülkeler var. Bizse bundan her zaman rahatsız olduk. Türkiye kendi bulunduğu coğrafyada her zaman istikrar sağlamaya çalışmıştır. Türkiye’nin dış politikasında Atatürk zamanından beri komşularla iyi ilişki kurmak esastır. ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ demek içeride sulh’u birlik beraberliği sağla, sonra da etrafınla kötü ilişkiye girmeden barış ortamında ilerle demek. Eskiden beri Türk dış politikasına bu esas hâkimdir.”
Prof. Dr. Ersin KALAYCIOĞLU
“Abd Suriye konusunda bölge ülkelerini kullanmak istiyor,Türkiye bu konuda başrolde Obama kazandığı takdirde Türkiye daha fazla talepte bulunabilir çünkü Obama’ya İran konusunda yeterince taviz verildi. Romney ise dış politika konusunda daha bilgisiz,kendisi eyalet valisi ve iş adamı...Kazandığı takdirde ilk süreçte dış politikayı kendisi yönetemeyecek danışmanları bu işi devralacak fakat kendi aralarındaki anlaşmazlıklar vakit kaybına uğratacak ve Amerikan dış politikası ciddi anlamda duraklamaya uğrayacaktır.”
Prof. Dr. SABRİ SAYARI
“Sağ sol çekişmesine dönüşen bir süreç var ortada, Obama çok önemli sağlık reformu geliştirdi,eşcinsel haklarını savunuyor, kadın hakları konusunda önemli çalışmalar yapılıyor ve vergi sisteminde zenginden fakire düşüncesi yatıyor,Romney ise vergi sistemi konusunda zenginlerden çok fazla vergi alınmamasından yana, onların daha fazla yatırım yapmasını teşvik ediyor.Türk Amerikan ilişkileri açısından Obama daha yakın,ülke olarak tanıyoruz fakat Romney’i bilmiyoruz. Romney Ermenilerin çoğunlukta yaşadığı bir eyaletin valisi,bu mesele üzerinde daha farklı bir tutum takınabilir. Türk Amerikan ilişkileri önümüzdeki yıllarda çok büyük değişikliğe uğramaz bizim açımızdan en önemli konu PKK. Amerika açısından en önemli konu ise İran konusunda Türkiye’nin desteğinin ne yönde olacağı konusu. Türkiye’nin %30’u Obama’nın dış politikasını olumlu buluyor ve bu oran diğer ülkelerle karşılaştırıldığında en düşük oran.Amerika’dan Türkiye’ye olumlu bakış oranı da aynı şekilde %30’larda. Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre Türkiye’nin Amerika’ya olumlu bakış açısında biraz artış,Amerika’dan Türkiye’ye olumlu bakış açısında ise düşüş var.”
Yrd. Doç. Dr. BURAK KÜNTAY
“ABD’deki seçim sistemlerine bakarken Türkiye ve Avrupa’daki gibi parlemento olarak değerlendiriyoruz fakat ABD sistemi çok farklıdır. Amerikan halkı kendisini yönetecekleri bizim gibi seçmez,başkanı seçecek olan kişileri seçerler ve electoral collage oluşur ve başkanı 538 kişi seçer.Her eyalette electoral sayısı eyaletin büyüklüğüne göre değişir.Başkan adayları da büyük eyaletleri almaya çalışıyor.Ocak 2012’de istatistiklere baktığımızda Obama öndeydi fakat sonradan büyük düşüşe geçti, Romney birçok eyalette Obama’yı geçmeye başladı.Sebepleri ; Arap baharı, Libya konusu, Rusya ve Çin ilişkileri’ydi. Dış politika etkisizdi ve cumhuriyetçi parti bu durumu kendi lehine çevirdi.Şuan kişisel tahminim; Obama alır.Son debate’ler bunda etkilidir,fakat Romney alırsa da büyük sürpriz olmaz.Romney Virginia yada Florida eyaletlerinden birini kaybederse hiç şansı kalmaz.”