Kıbrıs Müzakerelerini Cumhurbaşkanı Eroğlu Anlattı
Siyaset Okulu Derviş Eroğlu'nu ağırladı. Kıbrıs Cumhurbaşkanı Eroğlu "Müzakerelerin Dünü, Bugünü ve Yarını"nı anlattı.
BAU, önemli bir siyaset adamını daha ağırladı. Bu yıl sekizincisi düzenlenen Siyaset Okulu’nun 6. hafta program konuklarından biri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’ydu. Eroğlu “Kıbrıs Müzakereleri’nin Dünü, Bugünü ve Yarını” başlıklı konuşmasında konuya dair süreci değerlendirdi. İstanbul Eski Emniyet Müdürü ve Gaziantep 23. Dönem Milletvekili Hasan Özdemir de izleyiciler arasındaydı.
Bahçeşehir Üniversitesi Hükümet Liderlik Okulu’nun sertifika programı Siyaset Okulu’na katılan K.K.T.C Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, kuruluşundan bu yana Kıbrıs’taki gelişmeleri anlattı. Oldukça yoğun bir katılımla gerçekleşen programın moderatörlüğünü BAU Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. Dr. Burak Küntay yaptı.
'KİMSE 74 YIL ÖNCESİNE DÖNMENİN HAYALİNİ KURMASIN'
Eroğlu, “Bugünü değerlendirebilmek için, dünü bilmek gerek” şeklinde başladığı konuşmasında 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile yeniden doğan Kıbrıs’la ilgili kimsenin bu dönem öncesine dönme hayali kurmaması gerektiğini ifade etti. Derviş Eroğlu, “Kendi halklarına yalan söylemesinler. Bu yapıyı yok sayarak stratejiler yapmamalılar. Kendi kendilerini aldatmaya devam ediyorlar. K.K.T.C.’yi Rum’un insafına bırakmayız” dedi.
'NE AÇIZ NE AÇIKTAYIZ'
Kıbrıs halkının askıda kalmaktan, müzakere dinlemekten yorulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı, “Ama ne açız ne açıktayız, anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili desteği ile varlığımızı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu. Sözlerine “Masaya şartlı oturulmasını kabul etmeyiz. Yeni bir anlaşma metni ortaya çıkaracağız. Niyetlerini belli etsinler” diye devam eden Eroğlu AB için, “Sorunlu bir ülkeyi aldıklarının farkındalar, hata ettiler” dedi.
'DÜNYA RUMLARIN UZLAŞMAZLIĞINI KABUL ETTİĞİ GÜN BU MESELE BİTER'
Kıbrıs’ın anavatana ilhakının sorun çıkaracağını, dünyanı gözünün üzerimizde olması nedeniyle böyle bir durumun sıkıntı doğuracağını belirten Derviş Eroğlu, “Desteğinizden, askeri varlığınızdan vazgeçemeyiz. Sevinciniz sevincimiz, acınız acımızdır. Dünya, Rumların uzlaşmazlığını kabul ettiği gün, bu mesele biter” şeklinde konuştu. “Türkiye’nin güçlü ekonomisi ve ordusuyla AB’ye üye olması kendilerinin lehinedir, Türkiye üye olsaydı bu mesele çözülebilirdi” diyen Eroğlu’na konuşmasının sonunda Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şenay Yalçın tarafından çeşitli ödüller, BAU Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Osmanlı tarihçisi Prof. Dr. Heath W.Lowry’nin 'Bilinmeyen Türkler' ve 'Aslına Dönüş' kitapları hediye edildi.
KAMALAK, METİNER VE SARIZEYBEK DE SİYASET OKULU'NDA
Siyaset Okulu 8 programının altıncı haftasına katılan isimler arasında Eroğlu'nun yanı sıra T.C.Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, T.C. Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, Emekli Albay Erdal Sarızeybek’in katılımlarıyla yeni anayasa çalışmaları, Kıbrıs müzakereleri, Türkiye’nin demokratikleşme süreci, Dersim 1938’i hatırlamak, anayasa-demokrasi ve terör konuları tartışıldı.
Katılımcıların sözleri özetle şöyleydi:
HÜSEYİN AYGÜN:
"Dersim bölgesi coğrafi olarak son derece önemlidir. Başbakan’ın devlet literatüründe böyle bir özür dilenmesi gerekiyorsa dilerim ve diliyorum sözü son derece önemlidir ancak Avrupa tarafından yarım bir özür olarak görülmüştür. Bugün Sivas’ta yaşananların zaman aşımına uğramayla karşı karşıya gelmesi söz konusudur, Maraş için ne zaman özür dileneceği halk tarafından sorgulanmaktadır."
Prof. Dr. MUSTAFA KAMALAK:
"Bir milletin gücü ve kuvveti sahip olduğu top, tüfek, teknolojik silah güçleri ile değil; idealist, kendisinden emin, davasına inanmış, kendisini milleti için harcayabilecek yeni nesillerin varlığı ile mümkün olabilir. Adalet olmadan insanların huzur içinde yaşaması mümkün değildir ve bunuda bu dönemde göreceğimiz üzere sadece kağıt yahut duvar üzerinde kaldığı, adaleti tanımlayacak olan metin anayasadır ve ülkemizin bu dönemde nitelikli bir anayasaya son derece ihtiyacı vardır. Bu anayasa oluşturulurken ne Avrupa ne de Amerika’dan herhangi bir desteğe gerek yoktur, söz konusu güç ülkemizdedir ve hedeflenmesi gereken toplumu kucaklamak, huzura kavuşturmaktır."
MEHMET METİNER:
"Demokrasi hayati önemde olan bir kelimedir dolayısıyla altının iyi doldurulması gerekiyor. Cumhuriyetimiz de bizim neslimiz de çok yaşlı sayılmayız ama özelikle şuanın genç nesli darbeler görmediği için çok şanslıdır. Türkiye bugün batma tehlikesi içinde olan değil sağlam ekonomisiyle ayakta olan bir ülkedir. Demokraside nereden nereye geldiğimizi belirlerken de objektif ölçütlere dayandırmamız gerekiyor. Demokrasi konusunda çok yol alınmış olması, bugün istenen seviyede olduğumuz anlamına gelmiyor. Benim kanaatime göre demokrasi yalnızca bir yönetim tarzıdır, bir yaşam tarzı veya ideoloji değildir. Demokratik devlet farklı vatandaşlarına düşman olan devlet değildir, eğer farklılıkları koruyamıyorsa o rejim zaten demokratik değildir."
ERDAL SARIZEYBEK:
"Türkiye’de gündem medya tarafından sürekli olarak meşgul edilmektedir ve bu sayede halk büyük resmi görememektedir. Büyük resmi görmek ve bugünü anlamak için önce Anadolu’nun anlaşılması gerekir. Türkiye’nin terörle tanışması Asala’nın eylemleriyle gerçekleşmiştir. Asala, suikastlarla Ermeni sorununu siyasete çekip kendisi geri çekilmiş ve amacına ulaşıp görevini PKK’ya devretmiştir. Kürt sorunu; doğuda cahil bırakılan halkı sömüren ağaların konumlarını kaybetmemek için devlete karşı gelmesidir. Atatürk dönemindeki ayaklanmalarıda bu sebepten gerçekleşmiştir. "Çözümsüzlüğün nedeni eğitimsizliktir.