Bahçeşehir Üniversitesi Hükümet ve Liderlik Okulu tarafından bu yıl sekizincisi düzenlenen Siyaset Okulu programının üçüncü haftasında; Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Tuğrul Türkeş, Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, T.C. Mersin Milletvekili İsa Gök, Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Cem Toker ve Radikal Gazetesi Köşe Yazarı Oral Çalışların katılımlarıyla seçmen davranışı, bağımsız yargı ve yeni anayasa çalışmaları, 21.yüzyılda demokrasi, liberal demokrasinin tanımı ile Türkiyedeki değişim ve siyaset konularına yer verildi.
Programdan satırbaşları şu şekilde:
Yıldırım Tuğrul TÜRKEŞ:
"Her ne kadar koalisyonlarda hükümet mensupları arasında çatışma ihtimali daha fazla olsa da; bu durum tek parti yönetiminin her zaman iyi netice vereceğini göstermez. Demokrasi, insanların çağlar içerisinde bulduğu, en ideali olmasa da en az hatalı yönetim tarzıdır. Demokrasi yönetenler için değil, yönetilenler içindir; demokraside güçlü olması gereken halktır. Siyasal sistem içerisinde güçlü olması gereken iktidar değil muhalefettir. Türkiye'deki işsizlik, çocukların eğitim haklarından faydalanamaması durumunu göz önüne alırsak, iddia edilen "ileri demokrasinin" gerçekte varolmadığını görürüz"
Prof. Dr. Ali ÇARKOĞLU:
"2000'li yıllarda seçime katılma oranı yaklaşık %80'e ulaşarak, yükselme göstermiştir. Bu %80'lik dilime girmeyenlerin tercihini öğrenmek oldukça önemlidir, bazı dengeleri değiştirebilecek güçtedir. Seçmenler partizan ve kararsız seçmenler olarak ikiye ayrılmaktadır, seçimlerdeki oy değişimlerini ise kararsız seçmenler belirlemektedir. Genel gözlem yaparak bazı tespitler yapılabilir ama anketler çok önemli detaylar verir."
İsa GÖK:
"Siyaseti yapan kişinin; aklından çıkarmaması gereken ilk şey hukuktur. Kuralsızlığı esas alırsanız en kötüsü odur; diktatörlüktür. Hukuk bir idealitedir. Bir toplumun sağ salim yürümesi için kurallar olmalıdır. En kötü kural kuralsızlıktan iyidir. Ancak kendi çıkarttığın anayasaya kendin uymuyorsan buna hukuk devleti diyemezsin."
Cem TOKER:
"Ülkemizde sosyal demokratların her şey toplum için, muhafazakâr milliyetçilerin her şey millet için ve dini ideoloji sahibi olan görüştekilerin her şey ümmet için fikirlerine karşı olarak liberalizm bireyciliği savunmaktadır. Liberal demokrasinin beş ayağı vardır, bunlar; serbest piyasa ekonomisi, temel hak ve özgürlükler, hukuk devleti olma, sınırlı devlet ve bireyciliktir. Özgürlüğün olduğu ülkelerde inovasyon vardır."
Oral ÇALIŞLAR:
"Türkiye'deki modernleşme davası, ilerici-gerici kavgası üzerine kurulmuştur. Cumhuriyet tarihi boyunca birbiriyle çatışan iki fikir akımı vardır; Prens Sabahattin'in liberal bakış açısı ve Ahmet Rıza'nın Jakobenci bakış açısı. Bu çatışma içinde otoriter modernizasyon hep baskın çıkmıştır. Ayrıca üretim güçleriyle olan ilişkiler, fikirleri de belirlemektedir. Anadolu'nun muhafazakar üreticisinin üretim güçleriyle olan ilişkisi değiştikçe, fikirleri de değişti: AB üyeliği vurgulanmaya başlandı, demokrasi söylemi güçlend"