Bahçeşehir Üniversitesi Hükümet ve Liderlik Okulu tarafından düzenlenen Siyaset Okulu 8 programının beşinci haftasına; Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Mahmut Övür, CNN Türk Haber Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav, Kanal 24 Genel Yayın Yönetmeni Akif Beki, Akşam Gazetesi Köşe Yazarı Dr. Hüsnü Mahalli, Ortadoğu Uzmanı Dr. Abdullah Manaz’ın katılımlarıyla; medya ve siyaset, demokratikleşme, geçmişle yüzleşmek, Arap Baharı ve Türkiye’nin rolü konuları tartışıldı.
Programdan satırbaşları şu şekilde:
MAHMUT ÖVÜR:
“Tek parti döneminde tek tip toplum yaratılmaya çalışıldı. Bu durum Türk halkının demokrasiyle buluşmasını engelledi. Bugün iyisiyle kötüsüyle cumhuriyetin ilk yılları masaya yatırılmalıdır, tarihimizle yüzleşmek zorundayız. Yarayı kaşımayın, eskiyi açmayın derler ama yara kaşınmaya başladıysa iyileşiyor demektir. Ancak demokrasi gelişirken ve geçmişle yüzleşirken nefret üzerinden yaklaşmamamız gerekiyor. Yeni toplumsal konuşma dili, yeni bir siyaset dili oluşturmak gerekiyor. Siyaset geçmişle gelecek arasında iyi bir köprü kurabilirse yeni bir Türkiye’nin temelleri atılmış olur. Anayasa meselesi de tarihle yüzleşmenin hayata geçirilmesinin bir yoludur.”
FERHAT BORATAV:
“Medya mesleği hemen tanınan ya da tanındığı düşünülen ikonik bir meslektir. Bu durum herkesin gazetecilik konusunda fikir beyan edebileceği düşüncesini doğuruyor. Gazetecilik biraz bekleme işidir ve uzun vadeli ilişkiler vardır. Güven bu karşılıklı ilişkinin temelidir. Günümüzde teknoloji ve internetin ilerlemesi gazetecilere, gazetelere rakip doğurmuştur. Bu rakip siyasetçi ile medya arasında kurulmuş modelin sona yaklaştığını gösteriyor. Şu anda Türkiye’de alışık olmadığımız bir dönemden geçiyoruz, yıllarca koalisyon hükümeti ile yaşadık tek parti yönetiminde gazetecilik yapmak daha zor.”
AKİF BEKİ:
“Basın-iktidar ilişkileri sonradan bozulmadı, başından beri bozuktu ve halen bozuk olarak devam ediyor. Kalem kavgalarını yapanlar ne yönde dururlarsa dursunlar bir siyasete bulaşmışlıkları vardır ve siyaset yapma gibi bir dertleri vardır. Bugün eğer medyanın süngüsü düşmüş olsa ve çok örseleyici bir mücadeleden çıkılmamış olsa gazetecilik faaliyetinin dışına çıkacak siyasal yapılar var türk medyasında. Türkiye önemli bir demokratikleşme sürecinden geçti ve bu medyaya rağmen yapıldı.Yandaş medya diyerek suçladıkları tarafın gazeteciliklerine de laf etmiş oluyorlar.”
HÜSNÜ MAHALLİ:
“Libya’da bahar söz konusu değildir, NATO orayı işgal etmiştir ve tüm bunlar çok uzun süreden beri planlanmıştır. Kimliksel ve dini savaşlar, bilinçli ve uzun vadeli olarak yapılandılmıştır, batı kaynaklı haberlere her zaman sorgulayarak yaklaşmamız gerekir. Genç bir kadın olarak sokağa çıkma özgürlüğünün bile sınırlandırıldığı bir ülke olarak Suudi Arabistan ve Katar’ın, Amerika ile demokrasi konusunda müttefik olmaları bir çelişkidir. Batının bu topraklarda aslında demokrasinin varlığını uumursamadığını görürüz.”
ABDULLAH MANAZ:
Ortadoğu'da yaşanan olayları anlayabilmek için geçmişi iyi anlayabilmek gereklidir. Burada üzerinde durulması gereken en önemli iki faktör; sömürgecilik ve petroldür. Petrol önceleri yakıt olarak kullanılmakla beraber, sanayide yoğun olarak kullanılması ile dünyanın her yerinde aranır olmuştur. Arap Baharı bir nato operasyonudur. Suriye'den sonraki hedef İran'dır. Batı için müslümanların ne olduğunun bir önemi yoktur. Mühim olan kendileri ile iyi geçinmeleridir. Ortadoğu'daki İngiliz ve Amerikan politikası, Rusya ve kıta Avrupasını by-pass ederek petrolleri batıya taşımaktır.”