Bahçeşehir Üniversitesi'nin akademik danışmanlığı, Tekfen Vakfı ve Türkiye Musevi Cemaati'nin sponsorluğuyla çekilen "The Turkish Passport" belgeseli Cannes Film Festivali'nde görücüye çıktı. Bir Interfilm Istanbul Prodüksiyonu olan belgesel, yakın tarihin utançla anılan bir dönemine farklı bir açıdan bakmamızı sağlayacak.
2. Dünya Savaşı sırasında, Alman işgali altında olan Fransa'dan Musevi kökenli vatandaşlara yardım eli uzatan "bir avuç" Türk diplomatının hikayesinin anlatıldığı belgesel film "Türk Pasaportu" Cannes'da gösterildi.
Interfilm Istanbul tarafından gerceklestirilen filmin, Yapımcılığını Bahadır Arlıel ve Güneş Çelikcan, Yönetmenliğini Burak Arliel üstleniyor. Türkiye, İsrail, Fransa ve ABD'deki yoğun araştırmalar sonucu beyaz perdeye taşınan "Türk Pasaportu"nun galası 64. Cannes Film Festivali kapsamında 18 Mayıs'ta yapıldı.
2. Dünya Savaşı sırasında Türk diplomatlarının Osmanlı kökenli Musevi vatandaşlara pasaport sağlayarak, trenlerle Türkiye'ye kaçırmalarına odaklanan belgesel film, 66 yıllık sırrı da açığa çıkarıyor.
MUTLU SONLA BİTİYOR
Savaş sırasında Fransa'daki Alman soykırımı utancının parçası olmayı reddeden bir avuç Türk diplomatı tarafından "Türk Pasaportu" verilerek, trenlerle Türkiye'ye gönderilen yüzlerce Musevi için bu vagonlar, tüm umutların tükendiği düşünülen bir coğrafyada, insanlık için son umudu taşıyor. Belgesel, buradan yola çıkarak daha önce anlatılmış binlerce soykırım hikayesinden birini değil, "mutlu sonla biten bir hikaye" anlatıyor.
"Türk Pasaportu", izleyenlere herkesin utanç duyduğu karanlık bir döneme tanık olmalarını ve yaşanan korkunç vahşetin ortasında "birilerinin", bir zamanlar başkalarının hayatı için yaşamı pahasına nasıl mücadele verdiğini hatırlamak istiyor. Belgesel, "din, dil, ırk, sosyal statü gibi sonradan üretilmiş kavramların, insani değerlerin yanında nasıl da anlamsızlaştığını", hala hayatta olan tanıkların ağzından yüksek sesle tekrarlıyor.
66 YILLIK SIR AÇIĞA ÇIKIYOR
Türkiye, İsrail, Fransa ve ABD'de 4 yıl süren araştırmalar sonucu beyaz perdeye taşınan "Türk Pasaportu" için, o dönemde kurtarılan ve hala hayatta olan 25 tanık, 66 yıl sonra ilk kez konuşuyor. Tanıklar, özel arşivlerini ilk kez bu belgesel için açarken, Türkiye Cumhuriyeti tarafından soykırım döneminde Fransa'dan kurtarılan ve bugün hala hayatta olan 6'sı Türkiye'de, 14'ü Fransa'da yaşayan 20 Türk Musevi'sine ulaşıldı ve röportaj yapıldı. Ayrıca, yine Türk diplomatları tarafından kurtarılmış 20'yi aşkın Musevi'yle temasa geçildi.
Projenin tarih danışmanlığını İstanbul 500. Yıl Musevi Vakfı Başkanı Naim Güleryüz, proje direktörlüğünü Yael Habif üstlenirken, proje Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi akademik danışmanlığında çekildi. Tekven Vakfı ve Türkiye Musevi Cemaati sponsorluğundaki filmin çekimleri Fransa, Romanya ve Türkiye'de gerçekleşti.Topkapı Müzesi Müdürü, tarihçi, araştırmacı ve yazar İlber Ortaylı da "Türk Pasaportu"na destek veren isimler arasında yer alıyor.
DÜNYANIN EN BÜYÜK SOYKIRIM MÜZESİYLE İŞ BİRLİĞİ YAPILDI
Yoğun bir arşiv taramasının da yapıldığı belgesel için, bazı önemli belgeler de ilk kez gün ışığına çıkarıldı. Paris'teki Fransız devlet arşivleriyle Berlin ve Hamburg'ta bulunan Alman devlet arşivlerinde yürütülen araştırmalar sonucunda 3 bin den fazla belge elde edilirken, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı arşivleri de tarandı.
"Türk Pasaportu" için yine soykırım dönemine ait 80 milyon belgeyle dünyadaki en büyük soykırım müzesi olan Kudüs'teki Yad Vashem ile yazılı ve görsel belge paylaşımı konusunda iş birliği sağlandı. Ayrıca Fransa'da bulunan toplama kamplarında ve Polonya'da bulunan Auschwitz imha kampında çekim yapmak üzere gerekli tüm izinler alındı.
Filmle ilgili tüm detaylara www.theturkishpassport.com adresinden ulaşabilirsiniz