Suriye'deki savaştan kaçarak Türkiye'ye yerleşen genç ve çocukların geleceğine yönelik çalışmalar, Türkiye ve dünyadan konusunda uzman isimlerin katılımıyla Bahçeşehir Üniversite'nde düzenlenen "Suriyeli Mülteciler İstanbul Zirvesi"nde masaya yatırıldı.
Amerikan Bilimler Akademisi bünyesindeki Gençlerin Geleceğine Yatırım Forumu üyeleri ile Türkiye’den ve dünyadan göç konusunda uzman isimlerin yer aldığı zirvede konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, Avrupa’nın destek olmak yerine pazarlık peşine düştüğünü, Ege sularında asıl batanın bebek bedenleri değil ‘insanlık’ olduğunu ifade etti. Suriye’deki iç savaşın ilk gününden beri Bahçeşehir Üniversitesi olarak konuyu gündemlerinden düşürmediklerini dile getiren Yücel, “Konuyla ilgili göç merkezleri oluşturduk, saha araştırmaları yaptık. Sadece Türkiye’de değil, Amerika’da, Avrupa’da da her platformda bu konuyu dile getiriyoruz. Amacımız Türkiye’de sadece devletin söylemleriyle değil, üniversitelerin ve sivil toplum örgütlerinin de desteğiyle konunun dünyaya duyurulması” diye konuştu.
“AVRUPA’NIN PARA PAZARLIĞI YAPMASI AYIP”
Göçün başladığı dört yılın ardından bugün en büyük sıkıntının dünyanın bu probleme bakış açısı olduğunun altını çizen Enver Yücel, “Bu göçe neden olan Suriye’deki iç savaş Türkiye, Lübnan, Ürdün’ün sorunu değildir. Savaştan kaçan insanlara “Girmeyin, gelmeyin, ölün” hiçbir insan, hiçbir ülke, hiçbir topluluk diyemez, dememeli de. Avrupa biz almıyoruz, sizde kalsın diyor. Üstüne para da verelim diyor. Ben bunu ayıp buluyorum. Dünya mülteci konusunda en kibar tabiriyle sınıfta kalmıştır. Çünkü Ege’de asıl batan bebek bedenleri değil, insanlıktır. İnsani değerler yok olmamalı, insanlığı yeniden kurtaracak önlem ve çareler bulmalıyız. Bu yaşananlar Avrupa Birliği’nin değerlerine uymuyor. Hem diyeceksiniz ki dünya barışı çok önemli, hem insanlık, kültürlerarası diyaloglar önemli diyeceksiniz, hem de sınırları kapatacaksınız. AB vereceği 3 – 5 milyar dolar paranın pazarlığını yapıyor. O zaman Avrupa’ya soruyorum. Sizin gözünüzde bir mülteci kaç para eder?” dedi.
“AVRUPA ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMAK ZORUNDA”
İkinci Dünya Savaşı’ndan bugüne ilk kez bu kadar büyük çaplı bir sorunla dünyanın karşı karşıya olduğunu belirten Milli Eğitim Eski Bakanı Nimet Baş, “İnsanlar gitmek istedikleri yerlere gidemiyorlar. Yer yüzünde çizilmiş sınırlar ve bu sınırların belirleyici egemenlik ölçekleri sanıyorum insanlık ölürken işlemeyecek. Sokaklarda bu çocuklar, kadınlar olduğu sürece hiçbirimiz güvende de olmayacağız. Bu sadece Türkiye’nin problemi değil elbette ama batının entegre bir şekilde probleme odaklanması, odaklandığı bu problem için bütçe ayırması ve sorunun çözümü için elini taşın altına koyması gerekir” dedi.
Suriye krizi ile ilgili yürütülen çalışmalardan bahseden Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülnur Aybet, “Bu krizin Türkiye’ye etkisi, sınır göçü, güvenlik, devlet ve toplum ilişkisini inceliyoruz. Mevzuat kriz yönetimini de ele alıyoruz. Kamplarda çok fazla araştırmalar yapacağız. Saha çalışmalarımızı ilerleyen günlerde hızlandıracağız. Bu çalışmalarda mültecilerin en yoğun olduğu bölgeleri hedef alacağız. Mülteci kamplarında düzgün eğitim alamayan 100 binlerce çocuk var. Genel tablo pek parlak görünmüyor. Avrupa Birliği bir politika belirlemiş değil. Ortadoğu haritası her hafta güncelleniyor. Çok boyutlu bilime ihtiyaç var” dedi.
300 BİN MÜLTECİYE TÜRKÇE DERSİ
Suriyeli mülteciler sorununa ilişkin yapılması planlanan projeye değinen Bahçeşehir Üniversitesi Göç ve Kent Çalışmaları Merkezi Kurucusu Yrd. Doç. Dr. Ulaş Sunata ise Türkiye’nin artık ev sahibi ya da barındıran ülke konumunda değil direkt olarak alıcı ülke konumuna geçtiğinin farkına varılmasını amaçladıklarını belirtti. Sunata, “Bu bağlamda Bahçeşehir Üniversitesi olarak önceliğin eğitimde olduğuna inandık. Çünkü eğitim birçok başlığı çözebilen bir olgu. Örneğin güvenlikle ilgili sorunlara eğitimle çözüm yolu bulabiliriz. Ya da sağlık, farklı eğitim olanakları ve iş hayatına erişebilmeleri için eğitim şart. Eğitim içinde de birincil başlığımız Türkçe. Bu yaz itibariyle eğiticilerin eğitimlerini tamamlayarak 300 bin Suriyeliye Türkçe öğretme konusunda büyük bir seferberlik başlattık diyebiliriz. 7 bin 500 öğretmenle 15 bin derslikte bunu gerçekleştireceğiz” açıklamalarında bulundu.
HER 3 DAKİKADA BİR MÜLTECİ YURDUNU TERK EDİYOR
Dünyada her üç dakikada bir yeni bir mültecinin yurdunu terkettiğini belirten New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Şirin, “En son rakamlara göre şu an dünyada 60 milyonun üzerinde mülteci yaşıyor. İlk defa bu kadar çok insan yurtsuz. Mültecilerin yarıdan fazlası 18 yaşın altındaki çocuklar. 12 yaşın altında olanı yüzde 40’ı geçiyor. 0-6 yaş arası daha da artan bir nüfus söz konusu. Bu yaz Bahçeşehir Üniversitesi yeni bir girişim başlatıyor. 4 aylık bir örgün eğitimle çocuklara en azından Türkçe öğretmek. Yaklaşık 1 milyon çocuğun önemli bir kısmı Türkçe bilmiyor. Bu çocuklar Türkiye’nin sınır bölgelerinde değil, İstanbul’da, İzmir’de, Konya’da gibi şehirlerde yaşıyorlar. Dolayısıyla bu çocuklardan 300 bin tanesine bu yaz 4 ay boyunca örgün bir Türkçe eğitimin verilmesi konusunda bir proje başlatılıyor. Yaklaşık 320 saatlik Türkçe eğitimi verilecek. Bu proje kapsamında yine günde 4 saat haftada 20 saat, ayda da 80 saate çıkıyor. Yaklaşık 7 bin 500 tane öğretmene ihtiyaç var. Eğer Türkiye bu çocukları eğitemezse bunların sorunlarını çözemezse o zaman sonucun ne olacağını anlamak için Pakistan-Afganistan sınırına bakın” dedi.