Uluslararası Okul ve Ruh Sağlığı Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

 

Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü ve Psikolojik Rehabilitasyon ve Eğitim Programları Derneği tarafından bu sene beşincisi düzenlenen Uluslararası Okul Ruh Sağlığı Sempozyumu 25-26 Mart tarihlerinde Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü’nde gerçekleştirildi.

Sempozyum dahilinde, günümüzde teknolojinin hızla geliştiği ve hayatımızda daha fazla yer almaya başladığı vurgulanarak “Internet, Sosyal Medya ve Yeni Teknolojilerin Okul Ortamında Sorumlu Kullanımı” konusu, yurtiçi ve yurtdışından gelen değerli akademisyenler, çocuk gelişimciler, psikiyatrist pedagod ve psikologlar eşliğinde ele alınmıştır. Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi, MEF, ve TEVİTÖL öğrencileri, teknolojinin barış için bir araç olabileceğine vurgu yaparak, dijital bilgi ve iletişim sistemlerinin, gençlerin okul ve sosyal hayatlarındaki sorumlu kullanımını farklı açılardan sunarak, sempozyuma renk katmışlardır.

Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Sn. Enver Yücel’in açılış konuşmasını yaptığı sempozyumda 4 panel, 3 konferans ve 1 forum gerçekleştirilmiştir.

Sempozyum dahilinde ön plana çıkan konular, kamuoyu ile paylaşılmak üzere aşağıda sunulmuştur.

 Dijital medya çocuk gelişimi açısından önem taşımaktadır. Özellikle 2 yaşın altındaki çocukların ekran karşısında vakit geçirmeleri, çocukların sosyal-duygusal gelişimlerin olumsuz yönde etkilemektedir.

 Çocukların uyuduğu odada, tablet, tv, bilgisayar bulundurulmaması, çocukların uyku kalitesini korumak açısından önemlidir. Evde sınırsız intenet bağlantısı olması, tatil dönemlerindeki aşırı internet kullanımı, sosyal paylaşım, eğlence amaçlı internet kullanımı, patolojik internet kullanım riskini artırmaktadır. Evlerinde sınırsız internet bağlantısı bulunan, tatil dönemlerinde aşırı internet kullanan, erken yaşta internet kullanımına başlayan, interneti akademik ödev gibi amaçlardan ziyade, sosyal paylaşım ve eğlence amaçlı kullanan bireylerin patolojik internet kullanımına yatkınlığı artmaktadır. Ayrıca, sigara ve enerji içeceği gibi haz verici madde kullananlarda, ebeveynleri madde, alkol kullanan kişilerde, patolojik intenet kullanım riski artmaktadır. Uyku ve beslenme kalitesini olumsuz yönde etkileyen patoloji internet kullanımı riski için koruyucu programlar geliştirilmelidir.

 Çocukların, yeni teknolojiler ve medya aracılığı ile kendilerini ifade ettikleri mecralar gazete, radyo programı gibi bakış açılarının daha görünür kılınmasını sağlamakta psikolojik sağaltım kazanmalarına aracı olmaktadır. Temel prensip çocuklar üzerinde çalışmak değil, onlarla beraber çalışmak, “Çocuk Aklıyla İş Yapmak” olmalıdır.

 Sosyal medya, sınava hazırlanan öğrencilerin bir araya gelmelerine, akademik ve sosyal konularla ilgili paylaşımda bulunmalarına ve bu yolla kendilerini daha iyi hissetmelerine fırsat sağlamaktadır.

 Yasaklamak, yeni teknolojilerin hızla geliştiği dünyamızda çözüm değildir, okullarda kurumiçi uygulanabilir bir internet politikası izlenmelidir.

 Otizm ve Sosyal İletişim Bozukluklarında yeni teknolojilerin uzmanlar tarafından kullanımı, otistik özellikler gösteren çocukların dikkat sürelerinin artması, motor becerilerinin ve özbakım becerilerinin geliştirilmesi, akademik becerilerinin kazandırılması, davranış problemlerinin azaltılması, sosyal becerilerinin geliştirilmesi, serbest zaman ve oyun becerileninin kazandırılmasında olumlu sonuçlar vermektedir. Yeni teknolojilerin bu bağlamda kullanılması adına farklı uygulamalar geliştirilmesi için disiplinler arası çalışmalar yaygınlaştırılmalıdır.

 Çocuklarla çalışan uzmanların, görüşme odalarında dijital oyun bulundurmaları, çocuklarla ilişki kurmak adına, önem arz etmektedir.

 Sağlık sorunları ile ilgili araştırma yapan bireylerin, dijital ortamda ulaşabilecekleri güvenilir sağlık kaynakları oluşturulmalıdır.

 Duygularını düzenlemekte zorluk yaşayan çocuklar, olumsuz ebeveyn tutumuna maruz kaldıklarında, sorumlu internet kullanım olasılığı artmaktadır. Çocuk ve gençlere, duygu düzenleme becerileri kazandırılması, sorunlu internet kullanımı için koruyucu faktör olarak değerlendirilebilir.

 Özel Öğrenme Güçlüğü veya Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu tanısı alan çocuklar için geliştirilen bilgisayar destekli programların etkin kullanımı öğrenme, dil ve okuma becerilerini artırmaktadır.

 Siber şiddete uğrama ile siber şiddet uygulama arasında doğrusal bir ilişki vardır. Yani bu yönde bir şiddete maruz kalan çocuk bir başkası için şiddeti uygulayan kişi rolünü edinme eğilimini kazanmaktadır.

 “Dijital Okuryazarlık” kavramının kazandırılması, bilinçli, eleştirel ve analiz edebilen bireyler yetiştirmek, etkili iletişim becerileri geliştirmek, siber şiddeti önleyici çalışmalar kapsamında değerlendirilebilir.

 İnternet kullanım yaşı 0’a kadar inmektedir. Annelerin %81’i, 2 yaş altı çocuklarının resimlerini, internete yüklemektedir. Bu tablo, çocuk mahremiyeti açısındantartışılmalıdır.

 Yeni teknolojilerin yaygınlaşması ve teknoloji temelli terapilerin gelişimi ile birlikte terapist ile danışan arasındaki ilişki farklılık göstermeye başlamaktadır. Teknolojiyi, çocuklar ve ergenler için şeytanlaştırmak ve onları teknolojiden tamamen uzak tutmak, yasaklamak yerine, yeni teknolojiler proaktif bir anlayış çerçevesinde değerlendirilmelidir.

 İnternet bağımlılığı tanısında kritik nokta, çocuğun realite ile sanalite arasındaki dengeyi koruması bakımından değerlendirilmelidir.

Bilgilerinize saygıyla sunarız

Bahçeşehir Üniversitesi

Sağlık Bilimleri Fakültesi

Çocuk Gelişimi Bölümü