Menteşe Adaları ve Meis bölgesinde Türkiye-İtalya arasındaki deniz sınırını düzenlemek üzere hazırlanan 28 ARALIK 1932 mutabakatı neden geçerli bir hukuki metin statüsü kazanmamıştır?

1947 Paris Barış Konferansı esnasında Yunanistan, Menteşe Adaları ve Meis bölgesinde Türkiye ile İtalya arasındaki sınırın, 4 Ocak 1932 Türk-İtalyan Sözleşmesi ve 28 Aralık 1932 mutabakatı ile belirlendiğini, bu nedenle söz konusu belgelerin Sözleşme Tasarısının ilgili maddesinde zikredilmesini istemiştir.

Bu konuya bakan Siyasi ve Ülkesel Komisyon, Yunanistan’ın önerisini kabul etmiş ve bu husus hazırlanan Sözleşme Tasarısı md. 12’de yer almıştır. Bununla beraber Yunanistan’ın bu talebi, Türkiye’nin bu metnin geçersizliğini savunurken dayandığı gerekçeler ileri sürülerek kabul edilmemiştir.

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB), Yunanistan’ın sunduğu değişiklik önerilerinde 1932 Türk-İtalyan belgelerine yapılan atfın hukuki açıdan değerlendirilmesinden sonra konuyu gündeme getirme hakkını saklı tuttuğunu beyan etmiştir.

SSCB, 7 Ekim’de dağıttığı bir belgede, 28 Aralık 1932 düzenlemesinin Milletler Cemiyeti’ne tescil ettirilmemiş ve kuşkusuz yayınlanmamış olduğunu hatırlatarak bu düzenlemeye yapılan göndermelerin hukuki görünümleri konusunda Komisyon’un dikkatini çekmiş, gerek olursa meseleye geri dönme hakkını saklı tutmuştur. Konu, Konferansta tartışılmış; 28 Aralık 1932 tarihli belge ve 4 Ocak 1932 Türk-İtalyan Andlaşması’na yapılan atfın kaldırılması kararlaştırılmıştır.

Yunanistan, yine Paris Barış Andlaşması’nın görüşülmesi sırasında ayrıca bu Andlaşma ile kendisine devredilecek Menteşe Adaları’nın sınırlarının belirlenmesi hususunda 4 Ocak 1932 Türk-İtalyan Andlaşması ve 28 Aralık 1932 Türk-İtalyan mutabakat zaptına atıf yapılmasını istemiştir. Bu teklif, Hukuk Komisyonu ve Denizcilik Uzmanları Alt Komitesi tarafından kabul edilmesine rağmen Konferans tarafından reddedilmiştir.

İtalya, 8 Ocak 1937 tarihli Notası ile iki devlet arasındaki sınırı tam olarak çizen 28 Aralık 1932 Türk-İtalyan tutanağının muhtevasının onayı için Türk Hükümeti’nin kesin yöntemini kullanıp kullanmadığının kendisine bildirilmesini istemiştir.

Daha sonra da Yunanistan, Türkiye’nin Lozan Barış Andlaşması ile İtalya’ya verdiği adaların Paris Barış Andlaşması ile kendisine devredilmesinin ardından, 1950-1962 tarihleri arasında Türk Dışişleri Bakanlığı nezdinde yaptığı yazılı ve sözlü girişimlerle Türkiye ile İtalya arasında düzenlenmiş olan 28 Aralık 1932 tarihli belgenin Yunanistan ile de mer-i olması hususunda mektup teatisine hazır olduğunu bildirmiştir.

Türkiye tarafından, bu girişimlerin ısrarlı bir şekilde cevapsız bırakılması, 28 Aralık 1932 tarihli belge karşısında istikrarlı tutumunun olumsuz olduğunu göstermekte, bir uluslararası andlaşma olarak bu belge ile bağlanma iradesi bulunmadığını ve metni sadece teknik bir işlem olarak gördüğünü ifade etmektedir.

Doç. Dr. Cihat Yaycı

Sebahat Kurutaş

Simay Şevval Baykal